CHP'yi sol, solu ise iktidar yapalım

CHP’yi sol, solu ise iktidar yapalım…
Kazanır elbette haklı olan, haksızlık yapmayanlar. kaybedecek bu yolda yalpa yapanlar, pazarlık yapanlar. Kazanır yoldaşlık hukukunu bilen, emeğin, emekçinin yanında yer alan adaletli olanlar, ak-pak olan AKSU olanlar… Kazanır, kazanmalı projeli, bilgili olanlar. CHP kazanacak yoldaş AKSU’ ile…

CHP ile ilişkimiz kopma noktasına geldi. Biz bu günlerde bunu yaşamamalıydık, ama böyle isteyenler oldu, böyle oldu. Yapılanları büyük haksızlık olarak görüyorum ve bu kopuş, bununla kalmayacak,  hızla derinleşecek gibi. Güzel ülkemin başına gelen her şeyden, hep birlikte sorumluyuz dedik, hayır biz sorumlu değiliz dediler. CHP iktidara gelmeyebilir ama toplumla uzlaşmalı, toplumla kaynaşmalı dedik. İyi bir muhalefet olursak başarırız, iyi bir muhalefet olmadan iktidar olunmaz, söyledik anlamadılar. CHP’yi sol, solu ise iktidar yapalım ki demokrasimiz yaşasın, cumhuriyetimiz var olsun, insanımız mutlu olsun. Biz böyle inandık,  onlar az olsun benim olsusuna inandılar…
 
Demokrasimizin olmazsa olmazı siyasi partilerin başına ne gelmişse veya ne gelecekse sorumlusu seçilmişlerdir dedik, sen misin böyle diyen dediler, ip, urgan gösterdiler il disiplin kurulunu adrese eklediler. Başımıza ne geldiyse, hakkını arayamayanlara kol kanat germemizden, ideolojimizden geldi. Siyasi partilere kayıtlı üyeler ve hemşeri dayanışmasıyla delege yazmayın kazananı olmaz dedik. Emek en yüce değer olduğunu kavrayamayanlar, kestiler, doğradılar tarikat, cemaat benzeri delege yazdılar ve yazdıklarına “aciz” muamelesi yaptılar. İsyankâr olduk, bayrak açtık yanlışlara. Onlar yelken açtı haksızlıklara, adaletsizliğe. Hemşeri dayanışmasının, feodal ilişkilerin ayrılık getireceğini, bizi birbirimize düşüreceğini söyledik.  İnatlaştılar, sülale boyu delegeleştiler, kastlaştılar.
 
Kongrede aday olacaksan adam gibi aday olacaksın ve büyük bir sorumluluk taşıdığını bileceksin. Partililerinle hesaplaşmayacaksın, hesaplaşacaksan önce vicdanınla, sonra vicdansızlık yapanlarla hesaplaşacaksın. Bir yerlere seçilmişsen, kendini bileceksin, kendinden geçmeyeceksin. Taşıdığın sorumluluğu hissedebilmek, önce insan ve gerçek bir partili olmakla mümkündür. Partiler yurttaşlarla oluşur, siyasetin varlığı, sermayesi insandır. Partili olmak sorumlu ve özgür olan insanlardan oluşmalı. Partili olan insan, sosyal demokratsa hak arar, hesap sorar, üretir ve yanlış yapanın yakasına yapışır. Biz böyle yaptık…
Bu coğrafyada, bu topraklarda, özgür düşünenler hep bedeller ödedi. Şahsi çıkarlarını değil, toplumun çıkarlarını düşünenler az da olsa var elbette… Bu anlayışta olanları yok sayamazsınız. Siyaseti insan için değil şahsi çıkarları için yapanlar hep olmuşlar, olacaklar,  bunlar azınlıkta değiller, sayısal çoğunluktadırlar. Hiçbir şey yapmayan, ağlayan, sızlayan, şikayet etmeye bile korkan diğer çoğunluk ise sadece gözyaşı döker, güçlü gördüklerine boyun eğerler. En çok da kızdığım şey hak aramamak, hakkını arayamamak. Gelenekselleşmiş boş konuşmak, boşa konuşmak. Yiğitlik, arkadan konuşmak olmuş, adam satmak olmuş. Yüzünüze konuşan bir müddet sonra konuştuğunu yalayıp yutuyorsa işte o zaman muhtaç olursun yiğit insana, samimi olanlara… Acıyorum… Sözünde durmayan yağcı yalakalara, dönek olmuş bazı zavallılara. Ne zaman ki bir insanın zihinsel ve bedensel yetenekleri zaafa düşer, işte o insan o zaman çırpınır, çırpındıkça batar. Konuşmaya doymaz, en yakınındakini satar. Bir gün birine söz verir, diğer gün ise eğilerek bükülerek kurulan masalarda zavallılaşır, geleceğini düşünmeden kirli pazarlıklarla yarınlarını hiç eder.
Benim için hayat iki şeyden oluşur; KARAR VE EYLEM. Sizin için istediğimiz hayat pazarlık olmasın, ihanet olmasın...
 
Bu, o kadar aşikar, o kadar net ki, bizlere yapılanlar size göre bir şey olmayabilir, yeter ki size bir şey olmasın be dostlar…


 


Orjinal Habere Git