mumtaz.tem@hotmail.com
CHP’NİN VEKİL ZAMLARINA İTİRAZI
Geçtiğimiz günlerde gecenin geç saatlerinde TBMM’nde görüşülerek kabul edilen “milletvekili ve süper emekli” maaşları toplumun birçok kesiminin tepkisine yol açmıştı.
Ben de (kendimce) bu konu ile ilgili bir yazı yazarak bu gece yarısı operasyonuna dönük eleştirimi kamuoyu ile paylaşmıştım.
Doğrusunu isterseniz vekil maaşları her görüşüldüğünde benzer itirazlar hep olmuştur.
Nasıl olmasın ki; siz bu ülkede her gün düzenli olarak sekiz-dokuz saat çalışan işçi ve memurun maaşına % iki-üç gibi gülünç bir artışı bile kırk iki dalavere ile verirken, söz konusu vekil maaşları olduğunda yüzde yüzlere varan zam yapmaktan çekinmeyeceksiniz. Üstelik buna bir sürü de gerekçe ileri süreceksiniz.
Memura ve işçiye emekli olabilmek için 60- 65 yaşını şart koşarken, vekile iki yıl içinde süper emekli olma olanağı tanıyacaksınız.
İnsanın hakikaten ağırına gidiyor.
Atatürk’e Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda sorarlar: “Efendim, Cumhurbaşkanı maaşını kaç lira yapalım” diye. Atatürk’ün yanıtı nettir:
” Bir öğretmen maaşı ne kadarsa o kadar yapın.”
Bugün Cumhurbaşkanının maaşı bir öğretmen maaşının 15-20 katı olmuştur. Cumhurbaşkanının yararlandığı devlet olanakları da cabası.
İşin bir de kamuoyundan saklanan tarafı var ki o daha da vahim bir durum:
Süper emekli maaşları madem her görüşüldüğünde bu kadar tepki çekiyor, öyleyse bunu biraz gizleyelim mantığı ile süper emekli aylıklarını otomatiğe bağlama düşüncesi. Bundan sonra süper emekli maaşı görüşülmeyecek. Bakanlar kurulunda sadece Cumhurbaşkanının maaşı görüşülüp karara bağlanacak. Süper emekliler de Cumhurbaşkanının maaşının otomatik olarak yüzde altmışını alacaklar. Böylece artık kimse onu görmeyecek, duymayacak ve konuşmayacak. Oh ne rahat!
İşte bu haksız durumu hepimiz çok eleştirdik. Hatta bu durumdan bütün parlamentoyu, bütün milletvekilerini ve bütün partileri suçlu bulduk.
Ne var ki; Cumhuriyet Halk Partisi grubunun bu yasaya karşı çıkmış olması birçoğumuzun dikkatinden kaçmış oldu.
Zaten CHP’nin zaafı hep bu kendisini bir türlü doğru yerde, doğru zamanda ve doğru bir şekilde anlatamaması değil midir?
Bu yasanın iptali için CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanına, yasayı onaylamadan meclise iade etmesini içeren bir mektup yazdığını, mektubunda:
''90 yıla yaklaşan parlamento deneyimimiz, artık 'yangından mal kaçırırcasına düzenleme yapma' hakkını bize vermemelidir. Parlamentomuzun itibarını korumak, Parlamentonun halka güven veren bir konumda olmasını sağlamak, kuşkusuz hepimizin görevidir''dediği belirtiliyor.
Kılıçdaroğlu’nun vekil maaşları ile ilgili olarak parlamentonun itibarını koruma düşüncesi ve bu oldubittiye karşı çıkması elbette güzel bir düşünce.
Ancak aynı parlamento bir de Cumhurbaşkanı- başbakan- bakanlar ve milletvekili maaşları ile kamu emekçileri maaşlarında da bir hakkaniyet gözetseler de “parlamentonun itibarını (!)” ona göre düşünebilseler daha güzel olmaz mı?
