Kılıçdaroğlu’na gelirsek, hak, hukuk, adalet diye Ankara’dan kalkıp İstanbul’a kadar yürümen, anladığımız kadarıyla kısa kalmış, senin bir Edirne yapıp oradan da bir Hakkari yapman lazımmış. Karavanındaki sofranda kızınla beraber üzerinde atletinle patlıcan, pilav, yoğurt, salata yeyip fotoğrafçıyı çağırıp, resmini çektirip, ‘Vatandaş Kemal’ imajı verip, halkı kandırmaya çalışman nasıl yanlışsa, dürüst bir şekilde gördüğü yanlışlara hayır diyen bir meclis üyesini ihraç etmende yanlış. Avrupa diktatörlüğe kayarken, Mustafa Kemal Atatürk 1931’deki 3. Olağan Kurultayında ‘Partinin bir eksikliğini, yanlışlığını gördüğümüz zaman kayıtsız, şartsız eleştireceksiniz. Çünkü bir yanlışlığa gösterilen müsamahanın zararı, faydalarından büyük olur.’ diyor. Hani Atatürkçüsünüz ya! Hatırlatalım dedik…