Olacaksan CHP’ye genel başkan değil lider olmalısın…
CHP siyasal temsil sistemindeki gücünden daha önemli bir başka güce ve değere sahiptir.Gücü yüzde 10 bile olsa, seçim barajının altında da kalsa Türkiye’de siyaset yapan herkes ona saldırır, onu sever, ondan nefret eder, onu döver, onu över. Çünkü CHP’nin sembolik gücü sayısal gücünden fazladır. Onun bu durumu iktidar ve otorite arasındaki farkı da gösterir. Türkiye’de onsuz her şey yapabilirsiniz ancak ona rağmen bir şey yapmak tam da o sembolik değerinden dolayı güçlükler yaratır. Kuşkusuz CHP demek Türkiye demek değildir. Eksiklik ve yanlışlıklarıyla o da Türkiye’nin bir parçasıdır. Yaralıdır, düzgündür, diktir, bazen becerikli bazen beceriksiz bir parçasıdır Türkiye’nin.
CHP bugüne kadar vekâleten olanlarla birlikte 11 Genel Başkan değiştirdi. CHP’nin günümüze kadar olan siyasal ömründe iki türlü genel başkanlık modeli görüldü. Ya genel başkan partiye rağmen ya da parti genel başkana rağmen siyaset yapar. CHP tarihinde Mustafa Kemal haricindeki genel başkanların hepsi için bu durumun geçerli olduğunu düşünüyorum. CHP’de Kılıçdaroğlu partiye, parti Kılıçdaroğlu’na rağmen siyaset üretme yollarını arıyor.
CHP, bir "GENEL BAŞKAN" değil bir "LİDER" beklemektedir. Yani tek başına program değil kurumsal önderlik pragmatik liderlik bir arada önce CHP’nin sonra Türkiye’nin ihtiyacıdır.
Böylesine bir süreçte kuşkusuz bütün gözler CHP’de. O zaman bir soru sormanın tam zamanı? CHP tarihinin 11 genel başkanının kaçı liderdi? Liderle genel başkan arasındaki fark nedir? CHP bu soruya cevap bulursa Türkiye siyasetine de cevap bulur..
Sözüm ona toplumun duyarlılıkları adına hep başkası olmaya özenen söylemleri dillendiren danışmanları pusula gördüğü sürece Kılıçdaroğlu bir kısır döngünün içindedir. İşte bu nedenle Kılıçlaroğlu “LİDER” değil “GENEL BAŞKAN” dır sadece.. ve bu nedenle parti ve genel başkan birbirini kelimenin tam anlamıyla “idare etmeye devam edecektir.”
CHP herkes tarafından “zannedilen” bir partidir. Ulusalcı zannedilir, değildir. Solcu zannedilir, değildir. Sağcı zannedilir, değildir. Faşist ya da komünist zannedilir ki onlar da değildir. Bunların hepsidir ya da hiçbirisidir. Türkiye siyasetine etkin müdahale gücü yakalaması için CHP bir genel başkan değil bir “lider” beklemektedir.
Yine zannedildiği gibi sorunları yapısal da değildir, kişisel de. Yani ön seçim yapıp yapmamakla çözümlenecek bir sorun yoktur. Ya da majör sorunları genel başkan değiştirmekle aşılabilecek durumda değildir. CHP her hareketinde bir yeri döküp kırar mıyım diye düşünen ve sanki ayağının altında bir cumhuriyet ve demokrasi zemini varmış gibi hareket eden, bu ülkede bir laiklik olduğunu “zanneden” ya da bizi böyle olduğuna inandıran bir partidir. Sol seçmenden çok sağ seçmene mesaj gönderme sabırsızlığı ve telaşı bundandır. CHP, sağ seçmeni hala, bizzat sağ seçmen tarafından alt üst edilmiş, cumhuriyete sahip çıkmaya davet etmektedir.
Yapılması gereken, insanı şekillendiren sosyal koşulların değişimine odaklanmak ve zannetmekten vazgeçmektir. Siyaset için ilk şart inandıklarını tutkuyla savunmaktan geçmektedir. Muhtaç olduğu kudret kuruluşu, kurtuluşu ve cumhuriyet devrimini yapan CHP tarihinde ve ilkelerinde mevcuttur.
Olacaksan CHP’ye genel başkan değil lider olmalısın…