Tarih: 04.07.2011 00:00

CHP Olarak Af İstemiyoruz!

Facebook Twitter Linked-in

 

 

 

 

 

 

 

Bu 8 kişiden ikisi, CHP milletvekili seçilen arkadaşlarımız prof.Dr. Mehmet Haberal ile gazeteci Yazar Mustafa Balbay’dır CHP olarak süreci hep beraber yaşadık, biliyoruz. Savcılık makamı ve YSK onların adaylık başvurularının önünde bir engel bulunmadığı yönünde görüş belirtmiştir. Milletvekili olabileceklerine dair belge vermiştir.

Çünkü Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay hakkında alınmış bir mahkûmiyet kararı yok. Seçim sürecindeki yargılanmalarında da aksı yönde bir mahkeme kararı alınmadı. Ne zamanki halkın iradesi sandığa yansıdı; üç satırlık gerekçelerle tutuklanan arkadaşlarımız dokuz sayfalık gerekçelerle özgürlüklerinden alı konuldu.

Şu bilinmelidir ki CHP olarak bizim istediğimiz bir af değildir. Bizim, bu milletvekilleri yargılanmasın diye de bir talebimiz hiçbir zaman olmamıştır. Bizim istediğimiz sadece Haberal ve Balbay’ın kendilerini milletvekili seçen Zonguldaklı ve İzmirli seçmenleriyle buluşmasıdır. Bunların beklentilerine yüce meclis çatısı altında yanıt vermesidir. Bu süreçte ilgili mahkemeler onları yargılamaya devam edebilir. Bizim adalete ve yargıya müdahale girişimimiz söz konusu değildir ve olamaz.

Şunu biliyoruz ki bu mahkeme sürecinde, tutukluluk halleri makul süreleri aşarak bir mahkûmiyete dönüşmüştür. Milletvekili seçilenlerin serbest bırakılmaması ise bu süreci bir tutsaklığa dönüştürmüştür.

Rehin alınan sadece Prof.Dr. Mehmet Haberal ve gazeteci - yazar Mustafa Balbay değil doğrudan halkın iradesidir. Hiçbir demokratik ülke başbakanına yakışmayacak bir üslupla “ister gel ister gelme” diyen başbakan hafızasını tazelesin ve şunu hatırlasın: Bugün milletvekilleri rehin alınan CHP, geçmişte aynı durumda olan kendisinin yolunu açmış, halkın iradesini meclise taşınmasına destek vermiştir.

Başbakan Siirt seçimlerini enişte olduğu için değil demokrasinin gereği olarak kazanmıştı ve CHP bundan hiçbir zaman vazife çıkarmamıştı. CHP bunlar gibi fırsatçılık yapmamıştı. Başbakandan beklenen elbette ki bu demokrasi dersine karşılık bir diyet ödemesi değil halkın iradesine saygı duymasıdır.

Ancak Adalet Bakanının başkanlığını yaptığı HSYK eliyle dağıtılan adalete, adalet demek mümkün değildir. Kararlarını hukukun evrensel ilkelerine ya da anayasaya göre değil de iktidar sahiplerinin çıkarları doğrultusunda veren yargıçların görev yaptığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Demokrasiyi, cumhuriyeti ve insan haklarını savunmayı ilke edinen Cumhuriyet Halk Partisi olarak, halkın seçtiği milletvekillerini yemin etmesine izin vermeyen, anti demokratik ve hukuk dışı uygulamaların parçası olmamız beklenemez.

Halkın açık iradesi, ne rağmen yemin etmeleri engellenen arkadaşlarımız için parti yönetimimiz tarafından alınan Meclis Grubunun yemin etmeme kararının destekliyoruz. Bu destek sadece İstanbul İl Örgütü olarak değil CHP’nin 81 il örgütü tarafından verilmektedir. Şu anda Türkiye’nin dört bir yanındaki il başkanlarımız da kentlerindeki medya karşısında bu anti demokratik tavra karşı seslerini yükseltiyor.

Parti yönetimimizin her zeminde sivil diktaya gidiş ve bu sürecin birinci dereceden sorumlusu olan iktidar partisiyle de sürdürdüğü kararlı mücadeleyi destekliyoruz. Herkesin sorumluluğunu yerine getirmesini istiyor ve bekliyoruz. Partimizin aldığı bu onurlu ve saygın kararı, tüm İstanbul örgütümüzle birlikte desteklediğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

 

CHP İstanbul İl Başkanlığı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —