Roboski'yi, unutmak, İŞİD’e kol kanat gerenlerle, İslami terör örgütlerine yardım yapanlarla, gazetecilere kumpas kuranlarla, düzenin nimetlerinden yararlanma adına ortaklık yapanlara taviz vererek sosyal demokrasi kurulma
CHP’nin kurultayından kimse sosyal demokrasinin doğacağını, adaletin oluşacağını, hesap vermesi ve hesap sorması gereklerinin yerine getirileceğini zannetmesin. Yani bu kurultayda hiç kimse işçilerin emekçilerin daha çok yer aldığı ve elitist bürokrasi yerine yurtsever siyasetin savunucularından oluşacak bir kadronun çıkmasını beklemesin.
CHP, kurultaya gitmeden yanlış bir yola girdiğini, yanlış bir viraja saptığını ve sosyal demokrasinin ilkelerini özümsenmek ve gerçekleştirmek yerine başka yollara başvurduğunu herkese gösterdi. Onun için bu kurultaydan umut bekleyenler beklemesin, kimse bu CHP’den bir şey beklemesin.
Partili delegelerin özgürce görüşlerini ifade edemeyeceği, yanlışların eleştirilemeyeceği, CHP kimliğinin konuşulamayacağı, geniş halk kitlelerinin desteğinin nasıl alınacağının, halkla direkt temas halinde olan parti örgütünün görüş, istek ve sorunlarının konuşulmadığı bir kurultay CHP’yi iktidara taşımaz.
CHP iktidar olmak istiyorsa, parti içi demokrasiyi işletmeli, halkın geleceğine ipotek koyan, yolsuzluklara bulaşan, kirli hesapları olan ve geçmişten günümüze emek, yurt, yurttaşlık, Atatürk, cumhuriyet ve halk düşmanlığı yapanlarla bir pazarlık içinde olmamalı. Her şeyden önemlisi seçim döneminde sol sosyal demokrat güçlerle birlikte hareket etmeli, siyasi gelecek kaygısı olanları kapının önüne koymalı. Parti içinde yaşanmış yanlışlıkların hesabının verildiği, ülke genelinde yapılan yanlışların hesabını sorabildiği bir kurultayı yapmaktan korkanlardan sosyal demokratlık beklemek hayal olur.
Bu kurultayın hazırlıklarını yapan, kararlaştıran ve baştan beri merkezde olan Kılıçdaroğlu ve ekibinin sosyal demokrat olduğuna bu saatten sonra kimse inanmaz, inanmayacak. CHP, uzun zamandır sürdürdüğü merkeze kayma politikasını, geçmişte büyük günahlara bulaşan ve ülkenin başına büyük belalar ören Babacan ve Davutoğlu’na kucak açarak bütünleştirdi. Demokratikleşme ve Kürt sorunu konusunda söz söylerken ürkeklik yapan CHP kadrolarının geniş kesimleri bu saatten sonra kucaklaması elbette zor olacak. Kimse enayi değildir.
Sosyal demokrasi Tekel işçilerinin haklarını gasp edenleri, Corum’u, Sivas’ı, Maraş’ı yapanları aklama anlayışı değil. Sosyal demokrasi gezide katledilenlerin hesabını hukuki yollardan sormamak, gencecik çocukların ölüm fermanını imzalayanları iyi göstermek değildir. Sosyal demokrasi çadır mahkemeleri kurduran, hukuku ayaklar altına alanları, FETÖ savunuculuğu yapanları, Kuddusı Okkır, Ali Tatar, İlhan Selçuk, Türkan Saylan gibi aydınları katledenleri, Orduya kumpas kuranları alanlarda alkışlatmak değildir. Örgütün bir kavganın içindeyken, saraya gitmek, 19 Mayıs için Ankara’da kol kola girmek, Yenikapı’da mitinge katılmak, seçim üstüne seçim kaybetmek, örgütünü mahkemelerde süründürmek, basınını içeri tıkamak, özgürlüklerin önünde set olanlarla fotoğraf çektirmek devrimci duruş değildir. Gar katliamını, Roboski'yi, unutmak, İŞİD’e kol kanat gerenlerle, İslami terör örgütlerine yardım yapanlarla, gazetecilere kumpas kuranlarla, düzenin nimetlerinden yararlanma adına ortaklık yapanlara taviz vererek sosyal demokrasi kurulmaz…
Suçlu CHP değildir, CHP’yi sağcılaştırmak isteyen, sağcı faşist halk ve emek sömürüsü yapan alçaklardan hesap sorma yerine çare bekleyen, masa kuran, masa deviren CHP işgalcileridir. Onlar militarist ve devletçi bir anlayışı savundukları ve CHP’yi yönettikleri için CHP sosyal demokrat bir parti değildir. CHP Esenler’de Ütebay gibilerinin, Ankara’da elitist bürokratların ve devşirme olan birilerinin arpalığı olmuş. Bu böyle gitmeyecek…
Not; herkesin yorumuna saygıyla, sol düşüncede olduğum için yaşadıklarımı ve tarafıma yapılanları kişiselleşmemesi için, sivri dilime ve uzun yazılarıma bu sefer es geçiyorum…
