Bu yazımda sizlere bir emekçiyi bir mücadele dava adamını anlatacağım. Biliyorum birçoğunuz bu yazıyı okurken duygulanacak birçoğunuzun da gerçekler hoşuna gitmeyecek gözleriniz gibi vicdanınızı da kapatacaksınız. Bunları anlatırken aslında insanların kararmış kalplerine belki bir noktada olsa beyaz bir leke bırakabilirim.
Söz edeceğim insan ömrünü halk mücadelesine adamış aslında sizlere çok yakın olan belki de hepiniz için mücadele vermiş sizler için göğsünü siper etmiş ama sizler tarafında vefasızca ihanete uğramış bir emekçiden söz edeceğim.
Adı Hüseyin Koç. Siz onu gazetemizin imtiyaz sahibi olarak tanıyorsunuz. Aranızda onu daha da yakından tanıyanlar da var. Biliyorum. Gelin size onun son yıllarda vermiş olduğu mücadeleden ve uğradığı haksızlıklardan bahsedeyim.
Cumhuriyet Halk Partisine ömrünü verdi. Çizgisini hiçbir zaman bozmadan, sıfat ve koltuk kaygıları yaşamadan hak mücadelesine yaşamını adadı. Esenler gençliğinin elinden tutan abisiydi, bazılarının manevi babasıydı. Dostum, kardeşim, evladım dedikleri tarafından ihanete uğradı, sırtından bıçaklandı. Sayısı 7-8 kişi bulmaya bir gençlik yapılandırmasına başkan olabilmek için sofrasında ekmeğini yediğin Hüseyin Koç’u satmaya utanmadın mı?
Hüseyin Koç’u disipline vererek partiden uzaklaştıranlara da şunu söylemek istiyorum. Partinin tek bir afişi için kolunu, omzunu sakatlayıp günlerce yoğun bakımda kaldı, pes etmedi kolundaki platinle durmadı parti mücadelesine devam etti. Tarafı olduğu mahallenin tertemiz muhalifiydi. Biliyordu ki, her bir yapı, muhalefete ihtiyaç duyardı. Ancak onun yapıcı muhalefeti, içki masasında koltuk paylaşanlarını rahatsız etmişti. Siyaset kürsüsünden indirilmeye çalıştıkça o gazetesine sarıldı. En aktif siyaseti ancak gazetesinde yapabileceğinin de farkındaydı. O bunları gerçekleştirdikçe elma ağacındaki çürük elmalar gibi döküldünüz unutmayın dökülen elmalar belirli bir süre sonra kurtlanıyor.
Gazeteciliği yalnızca Esenler yerelinde değil, ulusal medyaya da taşıdı. Son yıllarda yerel gazeteciliğin en etkin isimlerinden biri oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimlerinde yapmış olduğu haber ile kötülerin gerçek düşüncelerini gazetesine taşıdı. Bu ülkenin bir evladına, “Yunan” diyerek şov yapmaya çalışanları gazetesinde ifşa etti. Basın savcısına kadrolu ifade veren olmuştu artık. Bu eylemiyle Ekrem İmamoğlu’na seçimi kazandıran bir etkiye neden olmuştu. Ancak ne Ekrem İmamoğlu’ndan ne de CHP’den kendisini arayıp mücadelesine kimse destek olmadı. Bu mücadelesini de yine bir avuç dostuyla atlatmaya çalıştı bazı dost bildikleri tarafında da yine ihanete uğradı. Manevi evladı olmasa, avukatına para verecek bir durumu dahi olmamasına rağmen yine pes etmedi.
Aynı süreçte gazetemize yayın yasağı da geldi. Kararı veren hakimin AKP’nin eski ilçe başkanlarından biri olduğunu yazdı. Yargı karşısında utandı, daha da yayın yasağı vermeye yüzleri yoktu. Emekli maaşından arttırdıklarıyla kamuoyuna gerçekleri söylemeye devam etti.
Kendisine anayasa profesörü denen bir siyasetçinin de hedefindeydi. O kişi hakkında dolandırıcı olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturmayı haberleştirdiği için yine hakim karşısına çıktı. Yine aklandı her zamanki gibi yine tek başınaydı.
Şuan dost olan, ancak bir zamanlar birbirlerine hasım iki CHP’li siyasetçi arasındaki kavgayı gündeme taşıdı. Taraflardan biri ilçe başkanıydı sosyal medya hesabından diğer tarafa hakaretler yağdırıyordu; öteki de ona cevap veriyordu. Hüseyin Koç, kürsü olarak gördüğü 7-24 Esenler Haber üzerinden hakaretlere adabıyla cevap vermişti. Taraflardan ilçe başkanı olanı ona tazminat istemiyle dava açtı. Hüseyin Koç, davasını kazanmıştı. Ancak istinaf mahkemesi bir hukuk garabetine imza atarak Hüseyin Koç’u tazminat ödemeye hükmetti. Tazminatı ödedi. Yılmadı. Biliyordu ki, her bir işin bir bedeli var.
Bu arada sizlere şunu hatırlatmadan es geçmeyim. Hüseyin Koç’u mahkemeye verip tazminat isteyen ana muhalefet partisi ilçe başkanı daha önce belediye başkanı tarafında azarlanmış sessizliğe bürünmüştü, partisine karşı yürütülen hakaret aşağılama politikasına çaresiz kalmıştı. Zabıta ve belediye başkan korumaları tarafında darp edilen ilçe başkan yardımcısını ve parti temsilcilerinin hakkını bile savunamadı, arkalarında durmadı. Yine bu durumu gündeme taşıyan Hüseyin koç olmuştu. Bunları unutmayın diye hafızalarınızı tazelemek istiyorum.
Ancak mücadelesinden vazgeçmedi. Uğradığı haksızlığı Anayasa Mahkemesine taşıdı. Anayasa Mahkemesinden basın hürriyeti ile düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle insan haklarının ihlal edildiğinin tespit edilmesini istedi. Anayasa Mahkemesinin 2022 yılının son yarısında bir karar vermesi bekleniyor. Biz de 7-24EsenlerHaber basın emekçileri olarak ustamızın hak mücadelesini yakından takip ettiğimizi ve bizleri bu tür baskılarla susturmaya çalışanlar karşısında asla boyun eğmeyeceğimizi haklı mücadelemizi kanımızın son damlasına kadar sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz. Asla yalnız yürümeyeceksin koca yürekli!
SERKAN BASUT