ÇAĞDAŞ KÖLELER (İŞKUR ÇALIŞANLARI)

ÇAĞDAŞ KÖLELER (İŞKUR ÇALIŞANLARI)

Mümtaz Temiz yazdı.. İnsanlık, ilkel toplumsal düzen, köleci toplum düzeni, feodal topum, kapitalist toplum, sosyalist toplum ve komünist toplum düzeni olmak üzere çeşitli aşamalardan geçmiştir.




ÇAĞDAŞ KÖLELER (İŞKUR ÇALIŞANLARI)

Daha önce bir yazımda insanlık tarihini toplumsal düzenler açısından kısaca ele almıştım. Bu yazımda kısaca adlandırıp geçeceğim.

İnsanlık, ilkel toplumsal düzen, köleci toplum düzeni, feodal topum, kapitalist toplum, sosyalist toplum ve komünist toplum düzeni olmak üzere çeşitli aşamalardan geçmiştir.
 
Bu toplumsal sosyolojik sistemlerin en eskileri, bir başka anlatımla en kaba, en gerici olan toplumsal yapı ilkel toplum ve daha sonrasında insanlığın yerleşik düzene, tarımsal üretime geçmeleriyle başlayan KÖLECİ TOPLUM düzenleridir.
 
Bu sistemde hatırlayacağınız gibi, “efendiler” (köle sahipleri) ve efendiler için çalışmak zorunda olan “köleler” vardı. Kölelerin kendilerine ait hiçbir şeyleri yoktu. Efendilerinin arazilerinde bütün gün çalışır, çabalar; ancak efendilerinin kendilerine lütfedip verdikleri yiyecek-giyecekle idare ederlerdi. Efendileri eğer isterlerse köleleri satabilirdi de.
 
Tarımın gelişmesi, üretim araçlarının çoğalıp modernleşmesi ile köleler de yavaş yavaş tezgahlarda, atölyelerde ve giderek fabrikalarda çalışmaya başladılar. Yani köleci toplum yerini feodal toluma ve kapitalist topluma bırakmaya başladı.
 
Çalışan kitlelerin, yani kölelikten köylülüğe, fabrika işçiliğine, devletin memurluğuna doğru evrimleşen çalışma yaşamında her daim emekçilerle işverenler arasında bir çelişki yaşandı. Buna emek-sermaye çelişkisi diyoruz.
 
Emekçiler, tarih boyunca kendilerini bir biçimde çalışmaya mahküm etmiş olan düzene karşı, işverene, yani sermayeye karşı, hak arama, daha iyi koşullarda çalışma ve daha fazla ücret alma mücadelesini verdiler. Emekçiler bu mücadele sonucunda; hafta tatilleri, sekiz saatlik çalışma süresi, süt izni, hastalık izni, evlenme izni, servis aracı, iş elbisesi (işçi tulumu), sendika kurma, grev yapma …gibi pek çok hakkı elde ettiler.
 
Ancak; dünyada ve özellikle de Türkiye’de çalışan kitlelerin, işçi-emekçi kesimin zaten çok zor olan çalışma yaşamı özelleştirmelerle birlikte daha da zorlaşmaya başladı.
 
12 Eylül’le birlikte emekçi kesimin örgütlülüğüne büyük darbe vurulmuş, emek mücadelesi veren kesimlerin sesi susturulmuştur.
 
Tam da bu arada özellikle Özal’la başlayan ve günümüzde AKP iktidarı ile tavan yapan özelleştirmelerle işçi kesimi adeta zerzebil edilmiştir. Bazı iş kollarında teknoloji el emeğini-kol emeğini yok ederken, birçok işkolunda da özelleştirme sonucu yığınlar halinde insanlar işsizliğe itilmişlerdir.
 
Özelleştirilen veya devletin ihaleyle hizmet alımı yaptığı işyerlerinde zincirleme müteahhitler doğmuş, hizmeti alan firma, işi başka bir firmaya (taşeron firmaya) vermek suretiyle kendisi çalışmadan para kazanırken, taşeron firma da zarar etmemek, aldığı işten para kazanma adına ucuz işçi bulma yoluna gitmiştir.
 
Milyonlarca işsizin olduğu ülkemizde insanlar “ Ne yapalım, aç kalmaktan evladır” zorunluluğuyla bu firmalarda çalışmaya başlamıştır. Çoğu sigortasız, güvencesiz, sendikasız ve adeta boğaz tokluğuna ve üstüne üstlük işçi sınıfının tarihsel süreç içerisinde kazanmış olduğu bütün haklarını bir kenara bırakarak yani “köleci toplum düzeninde” olduğu gibi çalışmak zorunda kalmışlardır.
 
Şimdilerde AKP hükümeti bu köleci toplum anlayışını bir adım daha ileri götürerek, İŞKUR vasıtasıyla Orman İşletme Müdürlüğü, Belediyeler ve diğer bazı kurumlarda ucuz işçi sistemini yerleştirdi.
 
Bu ucuz işçiler köleler gibi sabah 07.00 de işe başlayıp, akşam 17.30’a kadar onbuçuk saat bilfiil çalıştırılmaktadırlar. Ola ki, çalışma saatinde yağmur yağacak olsa çalışma süresi uzatılmakta. Her iş yerinde hiç olmazsa saat başı verilen tuvalet vb. ihtiyaç molası falan kullandırılmadan. Üstelik ne yemekleri veriliyor, ne işçi elbisesi, ne eldiven, ne çizme, ne de başka bir çalışma araç gereci kendilerine verilmeden. Dahası, daha önce aynı işi, aynı hizmeti gören devletin kadrolu elemanlarının bu yeni işçilere “çavuşluk” yaptırılması da cabası.
 
Anlayacağınız AKP sayesinde insanlık tarihi tersine döndürülmüş oldu. İnsanlığın yaşamış olduğu en eski sistem olan “köleci toplum düzenine” yeniden merhaba dedik.
 
Ne var ki, AKP’ye oy vermiş olan milyonlarca insan bunu hala görmek istemiyor. Ne diyelim. Köleci sistemimiz hayırlı olsun.

 
Esen kalın.
                                                                                            16.Mayıs.2012
                                                                                           Mümtaz TEMİZ
                                                                                    mumtaz.tem@hotmail.com