Bu topraklar babanızın çiftliği mi?

Bu topraklar babanızın çiftliği mi?

Bakanların çocuklarının şanslı doğması dinimizin gereği olduğuna dair fetva verdirilerek, kamuoyunu bu şekilde olan yanlışlarla algılandırılırken, bizleri enayi kendinizi de uyanık sanıyorsanız… Nazımın dediği gibi Ben

Bu topraklar babanızın çiftliği mi?
 
Bu topraklar babanızın çiftliği ve üzerlerindeki nimetler arpalığınız mı? İktidar koltuklarınız sayesinde gizli kasalarınız, para basan makineleriniz olduğu iddia ediliyor. Geçmiş iktidarlar döneminde olduğu gibi bu dönemde Bakanların çocuklarının şanslı doğması dinimizin gereği olduğuna dair fetva verdirilerek, kamuoyunu bu şekilde olan yanlışlarla  algılandırılırken, bizleri enayi kendinizi de uyanık sanıyorsanız… Nazım'ın dediği gibi "ben bir vatan HAİNİ"yim.


“Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın”

Beyler, ağalar, iktidarların görevi kaos yaratmak, halkı kin ve nefrete sürükleyerek Kardeşi Kardeşe düşman etmek değildir, komşu Ülke halkları ile ara bozarak çıkan kaostan siyaset yaparak getiri elde temek değildir. İktidarların görevleri yönettikleri Ülkenin, Ülke insanının çıkarlarına kollayıp gözetlemek, sosyal refahı sağlayarak halkını namerde değil merde bile muhtaç etmemektir. En önemlisi ise ATATÜRK’ün dediği gibi “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” anlayışı ile dünya ve Ülke insanımıza kardeşçe barış içinde yaşama kültürünü aşılamaktır.
 
AKP, iktidar olduğu günden beri iktidar kapılarını tüm kötülüklere açarken iyilikleri ötelemiştir. Çareyi halkında değil Siyonist ve Emperyalistlerde aramıştır, AKP iktidarının başarısı Kapitalizmi ileri taşıyarak vahşileştirmek olmuştur. Öyle ki AKP iktidarı döneminde hep ezenler haklı olurken, ezilenler ise İktidarın yanlışlarına karşı çıkanlar olmuştur. Ülkem iyi yönetilmedi, devleti küçülterek büyüyeceğini zannedenler elindekileri birilerine peşkeş çekerek halkı yoksullaştırmış oldular. Tüm değerlerimizin üstünden silindir gibi geçen AKP iktidarı geriye kos koca bir enkaz bırakmış oldu. Enkazın altında kalanlar günahsız inim ininim inleyen geniş halk kitleleridir. Halbuki gayri meşru servet edinenler yalana, talana başvuranlar bu enkazın sebebi olmuştur, biliniz ki “Böyle gelmiş böyle gitmeyecek”.
 
İktidar erki her canı sıkıldığında işsizlik için istatistik yapıyor. Ne gerek var? Mesai saatlerinde sokaklar insan kaynıyor gören gözler ise bu yığınların bu saatte işi ne bu sokaklarda diye derin bir düşünceye dalması gerekmiyor mu? Dedik ya işsizlik olmuş baş belası aynı zamanda tüm kötülüklerinde anası… Gençlik perişan, eli palalı, bıçaklı ve tabancalı gençler. “geleceğimiz, yarınlarımız ve umudumuz bunlar mı?” der olduk. Bonzai bela olmuş yapışmış gençlerin yakasına için için kemiriyor, zehirliyor genç bedenleri. Bu iktidar marifeti ile maalesef fuhuş sektör olmuş zevkten değil çaresizlikten, yoktan ve yoksulluktan kirleniyor ter temiz bedenler. Uçup gidiyor elimizden izzeti nefis ahlak kuralları. AKP eliyle kurulmuş bir saltanat topyekun mücadele etmemiz lazım bu illetlerle. Unutmayın! Kirlenen o bedenler bizlerin evlatları, bacı ve teyzeleridir. Bir gün elbet bu kirlilikler temizlenerek, toplum ak pak olacak ve tüm bu kirlilikler AKP’nin Faşizmi üzerine dökülecektir.
 
Yukarıdakiler, aşağıdakiler bir birlerine pas atarak yaratmışlar sözüm ona “toplum önderlerini” Kurmuşlar çakma STK’ları yoklar hiç biri bu çirkinlikleri bertaraf etmek için, korkmuşlar faşizmin baskılardan sesleri solukları çıkmıyor. Çapsızların tokmak ellerlinde değil olmuşlar davul içleri ise bom boş… Kafalarını sarmalayan kötü düşünceleri, “Bana dokunmayan yılan uzun yaşasın” anlayışı ile girdikleri girdap’tan çıkamıyorlar. Bunlar, Az da olsa nasipleniyorlar bu iktidardan.
 
Başbakan konuştu mu korkaklar susuyor, şakşakçılar alkışlıyor ve yalakalar bir güzel sıvazlıyor. Başbakanın ne dediğini anlamaya imkân yok çünkü devlet adamlığı ciddiyetinden uzak çoğu kelimeleri argo maç anlatan bir spiker misali, bağırıyor durmadan. Tribün amigoları gibi el kol hareketleri yaparak coşuyor coşturuyor zaman zaman. Başbakandan etkilenen çoğunluk kümeleşerek başını kuma gömmüş korkutan. Olan biten rezillileri bildikleri halde sus pus olmuşlar. Gerçekleri yazıp çizenler işlerinden oluyor geçmişte ortak oldukları, bu sefer imana geliyor gizli kalmışlıkları bir bir yayınlıyor tapeler halinde. Bana göre doğru yapıyorlar. Belki de ilk defa kul hakkından korkuyorlar, gerçeklerle yüzleşiyorlar. Ama yandaşa göre yol ayrımının başlangıcı kin oluyor, nefret oluyor. “Doğru söyleyeni 7 köyden kovarlar” bunları kovmuyorlar “ Belki de kovacaklar” Eski dostlar bir anda paralel oluyor.
 
İnsanlık yok olurken insanlarda yok oluyor doğamız katlediliyor dinden uzaklaşarak siyasal İslam safsatası ile Dinimiz hurafeleşiyor. Mezheplerin çarpışması için her türlü yola başvuranlar bazen yargıyı ayaklar altına alıyor, toplumu devlet ciddiyetinden uzaklaştırarak herkes kendi hukukunu yapma gafletine düşüyor. Tüm bu gaflet ve cehaletin aslında yanlış yol göstericisi AKP’nin hukuk tanımaz tutumundan kaynaklanıyor. Çünkü İktidarın hesap vermeyiz mantığı, çalanın çaldığı ile yapanın yaptığı yanında kar kalıyor hastalığını saldı topluma. Mahkeme kararları işi çığırında çıkardığı şu günlerde olanda yoksul halka oluyor.