Daha önce yanı 1 Mart 2018’de ne yazdıysam bugün aynı duruşumla yazıyorum, aynı noktadayım ve geçmişe doğru uzanarak eski bir köşe yazımı hatırlayın istedim…
Bir ittifak kuracaksanız, ismi demokrasi ittifakı olmalı. Rantsal değil, günü kurtaran değil, ülkeyi ayrıştıran değil, dinsel, mezhepsel değil, raydan çıkmış sahte peygamberi olan ve milliliği olmayan, geçmişte yok bahasına milli olan her şeyi satanlarla ortaklık yapmış yandaşına kıyak çeken bugün dost olmuşsa ve Milli ittifakında birleşiyorsa vay bu ülkenin geleceğine. CHP'nin DANGALAK KEMAL'İ , AKP'li Eski kaşarları, AKP kuruluşunun uşaklarını çare görüyorsa... Yapmayın yahu sizin böyle bir ittifakınız varsa ve bu işin başında CHP varsa yalanlarınız asla bitmeyecek. Yarınlardan çare bekleyenler ise Ankara trenini bekleyenler gibi aydınlık günleri çok bekleyecek... Bu YCHP’den ve Dostlarından yahu...
Toplumun bir vicdanı vardır. En mükemmel adalet CHP'li yöneticilerde olmayan insanların vicdanıdır. Yaptıkları ittifakın ne vicdanla, ne adaletle alakası var…Siyasilerin görevi adaletsizlikleri topluma anlatmaktır. Siyasetin vicdani yok olmuşsa, körelmişse toplumda huzursuzluk başlar. Gündem ittifakla acılıyor ittifakla kapanıyor. Beyaz ekranlar, yazılı basın tarafını belirlemiş 3-5 toplum mühendisi konuşuyor ve halkın karşısına sanki yeni bir şey bulmuşçasına “çek çaklarla” her şeyi ittifaka bağlayarak çare olmuş gibi havasını atıyor.
Bu ülkede ve siyasi arenada İttifak yokmuş veya hiç olmamış gibi davrananlar halkın aklı ile dalga geçiyor, ahkâm kesiyorlar. Numan ve Soylu gibiler dün kara dedikleri, “FRAVUN” dedikleri, karşılıklı en aşağılık sözlerle birbirlerine etmedikleri hakaretleri bırakmadılar ama bakın o sözleri nasıl yalayıp yuttular, AKP şemsiyesinin altında huzura erdiler. Dün ip atanlar, Milliyetçiliği ayaklar altına alanlara, Bozkurt, kara kurta dönüşenler AK kurt olmuş olanlar, Osmanlı ocakları ile Ülkücü ocakları ülkemin namuslu ve ahlaklı olanlarına tehditler savururken, O günlerin Kara AKP’sinde ne değişti de bugünün ak pak AKP’sine stepne oldular. Sözüm elbette Gül...bahçeli, baykuş babacan'a ve gazeteci geçinen çıkarcılara. Yolları bittiği için bugünün ittifakçısı olmuşlar ve bu halkı ve ülkeyi kurtaracaklarmış miş....
Demokrasi güçleri bir araya gelerek, demokrasi ittifakı kurmalı. Çünkü demokrasi ittifakı yurtseverlik ve vatanseverliliktir. Sivil toplum örgütleri ve geniş halk kesimleri birleşerek ülkenin geleceği adına, çocuklarının yarınları için gecesini gündüzüne katarak mücadele yapmalıdır. Bu mesele bir siyasi partinin veya bir oluşumun değil, ben halkım diyenlerin meselesi olmalıdır. Referandumda nasıl tek adam rejimine karşı oluşan onurlu bir blok oluşturduysak, bugünde aynısını yapmalıyız.
Yapılmak istenen ittifak değil, millilikle alakası yok! Birisini cumhurbaşkanı yapmak, birilerini de kurulacak düzenin bir parçası haline getirmektir. Hesaplar emeksiz kazanımlar, sarayın içine sığınmak AKP’nin kuyruğuna takılmak, demokrasiyi ve cumhuriyeti kaldırarak “gericiliğin babası Vehhabilik düzenine, tek adam diktatör yasına “ her şeyi peşkeş çekmektir. Aydınlanmaya, çağdaşlığa, insan hak ve özgürlüklerine, doğanın talan edilmesi, canlıların yaşam haklarının elinden alınmasına, yargının ve hukukun tek kişinin emrine girmesine karşıysan, yurtsever devrimci, milliyetçi, hatta dini bütün birisiysen bu ittifaka, bu yıkıcı ve yakıcı, ötekileştirici zihniyete geçit vermeyeceksin.
Bu gidişe dur diyecek, şekil verecek olanlar devrimcilerdir, yurtseverlerdir. Bu coğrafyanın kardeşliğini, birlikteliğini, bağımsızlığını, bir arada yaşayabilmenin gereksinmelerini sağlayacak ve geliştirecek olan yine devrimcilerdir, bu ülkenin solcularıdır.
Hiçbir demokratik dönüşüm, düzenin ve evrenin özgürlüğü sağcı, faşist kafaların tekeline bırakılmamalı. Halkımızın sahte millilere emek ve emekli düşmanlarına değil, gerçek yurtsever devrimci mücadelenin içinde yetişmiş önderlere ihtiyacı vardır.
Sorun, büyük. Yılgınlık olmamalı, mücadeleyi dünden daha ileriye taşıyarak geleceğin planlamasını, yarınların nasıl şekilleneceğini bugünden hesaplayarak, projelendirerek baskılara boyun eğmeden, sınıf bilinciyle halkın bütünlüğü ile alanlara çıkmak, yanlışa oy vermemek en kutsal yurttaşlık görevidir. Korkmadan, çekinmeden sorunlarımızı haykırmalıyız. Günübirlik hesaplarla değil programatik bir yaklaşımla tüm sorunları ele almalıyız, sorunların üstüne eğilmeden bükülmeden gitmeliyiz. Çünkü bu memleket, bu topraklar, bu sorunlar bizim… Söylenecek bir söz varsa biz söyleriz, söylemeliyiz, biz devrimci, yurtseverleriz. Kadın sorununu Kürt sorunu, işsizlik, yoksulluk sorunu bizim sorunumuz, çözümleri ve köklü değişiklikleri yapılanmıyorsa bu bizim çaresizliğimiz değil, duyarsızlığımızdır.
Bu sorunları gündeme taşımayan CHP’nin salatalık olmuş yönetimleri, ilçelerden illere ve genel merkeze kadar alayınıza verdiğimiz emekler haram olsun. Sizler en çok kızdığım CHP’li yaratıklar Rutubet Böcekleri (B…k Böcekleri) iğrendiğim gibi sizden de iğreniyorum yahu. Emek düşmanı bir iktidarın hâlâ emekçilerden, yoksullardan ciddi boyutta oy alıyorsa, bir değil bin kere düşünmelisiniz, sormalısınız, kendinizi sorgulamalısınız… Sorunun çözümü CHP değil çaresi ve çözümü sen olacaksın ey devrimci, ey yurtsever yoldaşım…
Buda gelir buda geçer, göklere erişti feryadım ahım… Selam olsun dağa taşa, erenlere, yarenlere. Selam olsun unutulmayan, unutturmayacağımız toprağa bedenleri düşen yiğit yurtseverlere… Boynumuzda yağlı urgan, yolculardan hancılara selam olsun…
