Tarih: 25.05.2015 18:15

Bölükbaşı: Kartvizit dernekçiliğine karşıyım

Facebook Twitter Linked-in

 
Bölükbaşı: Kartvizit dernekçiliğine karşıyım

31 Mayıs Pazar günü Kemerburgaz Kurt Kemeri ’Piknik alanında gerçekleştirecekleri “Büyük Rumeli Pikniği’ne” tüm gönül dostlarını davet eden RUBAFED Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı,  Sivil Toplum Örgütçülüğü’nün nasıl yapılması gerektiğiyle alakalı da önemli ipuçları verdi.

Sivil Toplum Örgütçülüğü’nün çok büyük bir fedakarlık gerektirdiğini belirten Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı, “Bu zamana kadar Sivil Toplum Örgütçülüğü hep bir siyasi partinin seçim ofisi, arka bahçesi, yan bahçesi olarak görüldü. Bundan dolayı arzu edilen atılımı ve sıçramayı bir tülü yapamadık.” Dedi.

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyada olduğu gibi Türkiye’de de STK’ların ciddi bir yükselen değer olacağına olan inancının tam olduğunu belirten RUBAFED Genel Başkanı Bölükbaşı, sözlerine şöyle devam etti;

“Ben aşağı yukarı 20 yıldır siyasetin içerisindeydim. Tam olarak 2011 yılında siyaset defterini kapatınca sağ olsun camiamızın önde gelen ağabeyleri Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu’nun başına geçmemle alakalı ciddi anlamda ricada bulundular ve bende onların bu ricasını kıramadım. Yaklaşık 4 yıldır da bu görevimizi arkadaşlarımızla birlikte elimizden geldiğince sürdürmekteyiz.

Tabi Sivil Toplum Örgütçülüğü çok büyük bir fedakarlık isteyen bir uğraştır. Allah resulü diyor ki, insanların en hayırlısı insanlara hizmete dendir. Çünkü dünyada en zor iş insanlara hizmet etmektir. Bir insanı 99 yıl sırtında taşı ama bir gün indir, senden kötüsü olmaz. Ama şu da bir gerçek ki, yaptığınız çalışmaların karşılığını bir gün mutlaka görüyorsunuz. Bende 4 yıllık görevim boyunca siyasette bulunduğum 20 yıllık süreçten daha fazla yoruldum. Ama bundan dolayı mutlu olduğumu ifade edebilirim. Çünkü insanların sizlerden bir Allah razı olsun demeleri tüm yorgunluğumu ve yorgunluğumuzu unutturuyor. Bende bu tür meşakkatli bir işi üstlenen tüm arkadaşlarımı tebrik ediyor, kendilerine teşekkürlerimi iletiyorum.



Bizde Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu olarak arkadaşlarımızla birlikte gerek Balkanlar da, gerek Anadolu da, gerek İstanbul da muhtelif yerlerde bulunan hemşeri kitlemizle, seven dostlarımızla, değişik STK’larımızla ülkemizin geleceği adına yoğun bir koşuşturma içerisindeyiz. Yaptığımız faaliyetlerimizi de gerek federasyonumuzun sitesinden gerek sosyal paylaşım sitelerinden ve gerekse sizlerin aracılığı ile kamuoyuyla paylaşıyoruz.

STK’lar ciddi bir yükselen değer olacak

Tabi Türkiye olarak STK’larda arzu edilen noktada değiliz ama son 8-10 yıldır STK’larda mesafe kat edilmeye başlandı. Ama inanıyorum ve iddia ediyorum önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyada olduğu gibi Türkiye’de de STK’lar ciddi bir yükselen değer olacak. Ben STK’larda görev yapan tüm kardeşlerime altını çizerek bir şey söylemek istiyorum; bu zamana kadar Sivil Toplum Örgütçülüğü bir siyasi partinin seçim ofisi, arka bahçesi, yan bahçesi olarak görüldü. Bundan dolayı arzu edilen atılımı ve sıçramayı tam manasıyla bir tülü yapamadık. Onun için artık Sivil Toplum Örgütçülüğü bir siyasi partinin amigosu, seçim ofisi, arka bahçesi ve yan bahçesi olmamalı ve olmamamız lazım. Çünkü bugün bir siyasi partiyle özdeşleşmiş bir görüntü veren STK’lar iktidar değiştiği zaman çok farklı sıkıntılar yaşabiliyor. Ama siz tüm siyasi partilere eşit mesafede durur ve yapılan hizmetleri hangi siyasi parti yaparsa yapsın takdir edip, eksiklikleri de uygun bir lisanla ifade ederseniz ciddi anlamda hem itibar görürsünüz, hem saygınlık görürsünüz ve hem de destek görürsünüz.

Tabela dernekleri bile…

Bakın sadece bir yıl öncesine kadar İstanbul’da olan dernek sayısı 18 bindi. Türkiye de ise 89 bin civarındaydı. Bu dernek sayısı çok gibi gözüküyorsa da ben çok olduğuna inanmıyorum. Çünkü dünyanın en gelişmiş ülkesi İsviçre’de yaşayan her bir vatandaş en az 5 STK’nın üyesidir. Ama ülkemize ve İstanbul’a geldiğimiz zaman 18 bin dernek var gibi gözükse de, maalesef bunların çoğunun sadece tabelası var. Ama tabela derneği de olsa ben o derneklerin yönetiminde ve çatısı altında bulunan her bir arkadaşımı tebrik ediyor, takdir ediyorum. Neden? Bir tabela derneği dediğiniz yapı bile en az 25 kişiden oluşur. Bu arkadaşlar bir araya gelmezse tabela derneğinin açılması bile hukuki anlamda mümkün değil. Her bir derneğin yönetim kurulunda görev yapan arkadaşların aileleri ve yakınları var. Yani bu tabela derneği denilen dernekler bile en az 50-100 kişiye hitap ediyor.

Kartvizit dernekçiliğine taraftar değilim

Tabi sadece kartvizitinde dernek yöneticisi ve dernek mensubu yazsın diye dernek kurulmasından da yana değilim. Bir masa ve 8 adet sandalye alamayacak kadar ekonomik anlamda gücü olmayan bir derneğin kurulmasına da taraftar değilim. Çünkü bu tür dernekler siyasilerden veya ondan bundan bir masa ve sandalye istemeleri durumunda kamuoyunda saygınlık görmeleri mümkün değil. O yüzden böyle çok basit ihtiyaçlarla ilgili konuları kendi içlerinde çözemiyorlarsa böyle bir derneğin kurulması ve böyle bir dernekçilik yapılması bana göre doğru değil. Çünkü bu tür dernekler, gerçek anlamda dernekçilik yapan diğer derneklere de haksızlık yapmış oluyorlar.

Pikniğimize herkesi davet ediyorum

Son olarak her yol Mayıs ayının son haftası geleneksel olarak yaptığımız Büyük Rumeli pikniğimizi bu yıl 31 Mayıs Pazar günü Kemerburgaz Kurt Kemeri ’Piknik alanında gerçekleştireceğiz. Bende sizlerin aracılığı ile tüm gönül dostlarımızı bu pikniğimize davet ediyorum.”





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —