Tarih: 19.11.2017 22:05

Betül Şükür'den, İki Roman; Mekan ESTANBUL CAFE'

Facebook Twitter Linked-in

Betül Şükür’den,  İki Roman; “Mekan ESTANBUL CAFE”

BETÜL ŞÜKÜR’DEN, GENÇ YAŞTA İKİ ROMAN; “LİMON ÇİÇEĞİ VE CERRAH GİBİ”
 
Esenlerli genç yazar Betül Şükür, ‘Limon Çiçeği ve Cerrah gibi’ adlı iki romanını cdüzenlenen imza gününde Esenlerliler ile buluşturdu.  Genç yetenek Esenler’in basın mensuplarına romanlarıyla ilgili ve yazmak üzerine açıklamalarda bulundu…
 
Esenlerli yerel basın mensupları genç yazar Betül Şükür’ü kitaplarını tanıttığı ve okurlara imzaladığı Estanbul Cafe’da ki stantta genç yazarı ziyaret ederek sohbet ettiler. Gazeteciler yazar Betül Şükür’ü,  genç yaşında iki roman yayımlamasından dolayı kutladılar. Betül Şükür ise gazetecilere kitaplarını imzalayarak hediye etti…
 
Betül Şükür, “Ben doğma büyüme Esenlerliyim. Halen Esenler’de yaşıyorum. Türk dili ve edebiyatı okuyorum. Hem okuluma devam ediyorum, hem de çalışıyorum. Reklam metni yazarlığı yapıyorum.  Bir yandan da yazıyorum. İki romanım var. Ve bir anı kitabı hazırlıyorum. Bu yaş muhabbetinden sıkılıyorum, neye göre yaş. Zaman göreceli bir kavram, biz ona göre şekilleniyoruz. Bakınız Orhan Veli 36 yaşında öldü, ne kadar yaşayacağımızı bilmiyoruz ki. Küçük yaşımdan beri kitap yazmayı hayal ettim ve yazdım. İlk romanımı 18 yaşında yazdım.
 
Ben 15 yaşımda radyo programı yapmaya başladım. Şimdi bir dergide köşe yazarlığımın yanı sıra yazmaya devam ediyorum. Bana genç yaş da yazarlığa başladığımı ve kitap çıkardığımı söylüyorlar, bende geç bile kaldım diyorum. Ve daha erken başlamalıydım diyorum. Kitap okumayı da çok seviyorum. Bizde çok kitap basıldığını görüyoruz, okurdan çok yazar var! Bu kötü bir şey aslında. Yazarlık ve kitap basmak bu kadar kolay olmamalı.

 
Bizde butik yayıncılık yapılıyor, bu kötü bir şey, yazdıklarınız bir editörün değerlendirmesinden geçmeden basılıyor. Zararı ise edebiyata oluyor. Niteliksiz edebi olmayan kitaplar çıkıyor ortaya. Böylece edebiyatın değeri de düştükçe düşüyor. Çok kitap çıkınca okuyucu da neyi okuyacağını şaşırıyor.
 
Yazmak beni yormuyor, severek yazıyorum. Bizleri insanlarımızın yıkıcı eleştirileri yoruyor.
 
Benim dünyaya gelme gayem yazmak diye düşünüyorum. Zaman kısa ve kısıtlı, her dakikamız hesaplı, sonunda yaptıklarımızın da hesabını vereceğiz. Ne büyük mutluluk bir kalbe dokunmak. Benim için önemli olan kalbe dokunabilmek. Önceliğim maneviyat, maddiyat sonraki iş. Yaşanmamışları yaşamak, görülmeyenleri görmek, roman işte böyle bir dünyadır. Yazmak bir tercih değildir. Yazmadığım günler benim için boş günlerdir. Bazen bir kelime, bazen sayfalar dolusu yazarsın, bu senin tercihin değildir. Edebiyat yaratma sanatıdır.

 
Romanımın adının limon çiçeği olmasının bir sırrı var. Kitabımı okuyanlar görecekler. Limon Çiçeği’nde gerçek bir aşk var. Limon çiçeğinde aşka inanmayan ve daha sonra aşkın tokadını yiyen bir kadının hikayesi var”



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —