Bugüne kadar yazılarımda kırıcı olduğumu söylediler bana. Söylediler yazma, zarar veriyorsun, yazdıkça büyütüyorsun eleştirdiğin “Dalkavukluk” ilçe başkanlarını, yalama düzenin besle
Çok ağır sözlerle küfürbazlara, ispiyonculara, müfterilere, jurnalcilere en alasından yazdım hem de kalemimi, fikirlerimi, satmadan, kimseye boyun eğmeden, eyvallah demeden yazdım, haberler yaptım. Benimle aynı tepkiyi koyan bir gazetecide o ıstıraplı günlerde benden bazen kopyala yapıştır yaparak veya ara sıra kendi düşünceleri doğrultusunda, kendisine ve toplumun bazı kesimlerine yapılanlara cesaretle yazdığı yazılar, yaptığı haberleri elbette oldu.
Bugün o gazeteci belli ki bir şeylerin karşılığında kendini bir sabah kahvaltısıyla kişiliksizler kervanına yazdırmayı başardığını duyurmuş oldu. Bu gazeteci ve sofrasındakiler “dalkavuklaşmış” benim için değil ama toplum için tehlikeli bir masa kurmuşlar, masa çok kirli. Üç kuruşluk yavşaklara sofra kuran, dün alayımıza küfürler yapan birilerine masa açan, yer veren bu gazetecinin o küfürleri yalayıp yuttuğu için karnının dok, beyninin boş, kaleminin satılmış olması beni üzdü. Misafirlerinin ise ar damarlarının çatlamış olduğunu bildiğim için onlara “ Davul-Zurna-Saz” gazeteciye küfür yapsam vallahi az… “Bir Oy Her Şeye Gebe yahu”
İmar mevzuatını bilen sağcı faşist kafalı ilçe başkanının şehir için planlaması uçuk- kaçık, ispiyonculuğu, iftiraları, evrak sahtekarlığı sabah kahvaltısının en ala menüsü, oğlu AKP gençliğinin duayeni- babasının aklı sosyal demokrat partide, gövdesi kemik yaladığı, ihale aldığı AKP’de olunca, olur sabah kahvaltısı, zeytin yağlı, pul biberli bol resimli “Lavuk” sofrası. Yağlamalık yapan gazeteciyi es geçmezsek “kuşak değil çıkar, menfaat” çatışmasının fotoğrafını çekmek zor değil.
Çok bilmiş ilçe başkanı, il başkanlığı seçimlerinde el kol hareketiyle küfür yapmayı meşru saydığı için, inanmayın Atatürk heykeli ve yeşil alan çalışması projesine, bakmayın onun Atatürk için söylediği güzel sözlerine. Şayet sevseydi Atatürk’ü bir eylem koyardı Atamızın anasına yapılan küfürlere. Bakmayın onun meydan düzenlemesine, siz siz olun ve bakın onun neler götürdüğüne, sorun neden ilçe başkanı olduğuna. Sorun kendi partilisini döven sövenleri neyin karşılığında verdiği mahkemeden kıvırıp vaz geçtiğini. Eşi hanımefendiyi vekil yapamayan olur bu gazetecinin elbette başarılı ilçe başkanı, çünkü ikisinin de karakteri aynı- yok birbirinden farkları. Göreceksiniz kongre salonunda neyi nasıl düzelttiğini, göreceksiniz ne kadar borç bıraktığını, göreceksiniz alayınıza attığı kazıkları, hesap sorabilenlere helal olsun…
Küçücük menfaatleri ve çıkarları uğruna, daha düne kadar birbirlerine karşılıklı olmadık laf söyleyenler bugün bugün kurmuşlar Çakal sofrası, Objektiflere poz veriyorlar pişmiş kelle gibi, yüzleri kızarmadan.
Ben bunların ciğerlerini bilirim, ben bunların kaç paralık “LAVUK” olduklarını bilirim, ben bunların menfaat çarklarına çomak sokan birisiyim. Onlar dün ne ise, bugün de aynılarıdır. İnanmayın bu ahlak yoksunu kişilik bozukluğu olan yaratıklara, dönek gazeteci bozuntusuna…