Uzun bir aradan sonra merhaba dostlarım. Gündem öyle yoğun ki,bir sorun bitmeden,diğer bir sorun can evimizden vuruyor.
Başkanlık !!Tek kelimeyle…
Uzun bir aradan sonra merhaba dostlarım. Gündem öyle yoğun ki,bir sorun bitmeden,diğer bir sorun can evimizden vuruyor.
Ülkemin bütün dertleri bitmiş, her şey güllük gülistanlıkmış da, bir tek anayasa değişikliği kalmış gibi,meclis öncelikli görevlerini bir kenara bırakmış,bununla uğraşıyor.
Başkanlık !!Tek kelimeyle risklidir.
Özellikle Ortadoğu gibi demokrasi kültürünün yerleşmediği coğrafyalarda halkların büyük acılar yaşamasına neden olur. Türkiye üniter yapısı ve parlamenter demokrasisiyle güçlüdür. Bu yapısını koruyarak daha da güçlenebilir.
Bir ülkede anayasa yapılacaksa, bu kişilere göre değil,50-100 yıl ilerisi düşünülerek yapılmalıdır. Seçimle başa gelen kişilerin her zaman yönetimde olmayacağı düşünülmeli, seçimle gelenlerin zaman içinde despot bir uygulama yapabileceği göz ardı edilmemelidir.
Başkanlık sistemi, dünya derin devletlerinin, ülkemizi bir çıkmaza sürüklemek ve parçalamak için hazırlamış oldukları projedir.
Başkanlık, derin yapılanmaların, diğer ülkeler tarafından yönetilmesidir. Başkanlık sistemin denildiğinde ilk akla gelen ülke, ABD’dir. Diğer ülkelere baktığında, orta ve güney Amerika ülkelerinin bir kısmı, Kenya, Uganda, Tanzanya, Zambiya gibi Afrika ülkeleri ile, İran, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Afganistan, Ermenistan gibi ülkeler başkanlık ile yönetilmektedir. Bu ülkelere baktığımızda, otoriter ve despot bir yönetime kaymalar olduğunu görürüz
.
Özellikle Latin Amerika ve 3.dünya ülkelerinde ki başkanlık denemeleri diktatörlük ve askeri rejimlere dönüşmüştür. Çünkü halkın mevcut yöneteler için görev süresi sona erinceye kadar, her hangi bir hukuki ve demokratik mücadele hakları ortadan kalkmıştır. Yargı, asker, üniversiteler, M.Vekillerinin belirlenmesi direk başkanın inisiyatifindedir. Hakaramak, demokratik mücadele zeminleri sıfıra inmiştir. Başkanlık sisteminde halk her hangi bir sorgulama, hukuki hak arama şansını yitirmiştir. Bu durum, toplumsal kırılmalar ve kaosla sonuçlanır. Ya despot yönetimler halkı acımasızca ezer, ya da halkı koruma adına askeri müdahaleler olur.
Başkanlık sistemi darbeleri engellemez, tam tersine kolaylaştırır. Başkanlık sistemini savunanlar, sistemin darbeleri önlediğini iddia ederler. Hatta buna inandırmak adına, senaryolar bile hazırlarlar.
Kısaca; başkanlık sisteminde, özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeleri ve sistemi şirin göstermek adına, kalemşorlar kiralarlar. Bu kalemşorlar, günün yirmi dört saati, algı operasyonlarıyla, halkı belirli bir odakta toplar, halkın gerçek sorunlarından uzak tutmaya çalışırlar.
Başkanlık sistemi üzerinde halkın düşünmesini kamufle etmek için, görsel basında diziler, yazınsal basında cilalamış haberler manşetlere konur.
Bir süre sonra uyutulan halkın sorunları katmerleşerek devam ederken Başkanlık sisteminin iyi olduğunu zannedenler halbuki bir girdabın içinde döktüklerinin farkına varmazlar.
İşimiz zor olsa da bizler bu sisteme ve yanlışlara dur demek için mücadeleye yılmadan devam edeceğiz.
