Barışın, Kardeşliğin Egemenliğini Kuralım

Barışın, Kardeşliğin Egemenliğini Kuralım

GELİN GÜZEL GÜNLER İÇİN HER ŞEY GÜZEL OLACAK DİYELİM

 Barışın, Kardeşliğin Egemenliğini Kuralım
Türkiye'de en karlı meslek din ticareti, en makbul meslek ise din bezirgânlığı, en geçeri yönetim ise din ile yönetme. Kim takar halkın demokrasisini, çağdaşlaşmasını, eşit yurttaşlık bilincini, bilimsel konuşanları, üniversitelerin öngörülerini. AKP iktidarı döneminde akıllı çocuklar engin denizleri aşarak engin denizlerde gemiciklerini yürüttüler. Bakan çocukları mucizeler yarattı, yandaşlar ballı kaymaklı işler yaptı, servet edindiler. Fakir fukara ise “Allah daha fazla versin, gözü olanın gözü çıksın. Zenginden zarar gelmez” dedi hep yoksul kaldı.  
 
Fahiş zenginliklerin ne hikmetse iktidarın yandaşlarına nasip olduğu ülkem insanı çok cefakâr, gözü doymayan ve gözü dönenler ülkeyi ve insanımızı soydukça soyuyor. Paranın nereden geldiğinin, hangi yollarla kazanıldığının çok önemi yok! Soyulan halkın kendisi ama soyana dua edende ne hikmetse o soyulan, fakirleşen halk. Dedik ya din iman çok önemli ama bu dinçiler için daha önemlisi paraları bir yolunu bulup sıfırlamak ve sıfırlama yöntemini kitabına uydurmak. 
 

Yıllarca halkı büyük kesimini fakirleştirerek, zengini daha zengin yaptılar ve buna istikrar dediler, millilik dediler, beka dediler, israf ve tasarruf dediler. Bunları söyleyenlerin saraylarında, gümüş tabaklarla en alasından din iman muhabbetiyle, kuş sütü eksik olmayan sofralar eksik olmuyor, diğer taraftan kuru soğanı, ezik büzük domatesi, zamanı geçmiş marulu, maydanozu üç kuruş ucuza almak için saatlerce bekleyenlerin halen daha uyumasını akıl almıyor.  
 
Aynı gemideyiz diyorlar, nasıl bir gemiymiş biz şaşırdık, bu gemi yoksulu ve zengini bir arada barındırıyor, bizden söylemesi yakındır o gemide isyan çıkacak ve o isyanı aynı gemideyiz söyleyen saraylılar yoksulları kovmak adına çıkaracak. Din tüccarları, kan emicilerle ayni gemide fakirle zenginin birlikteliğinin bedeli fakirin kovulmasıdır. Bunlar senelerce Gülen Cemaati ile ortaktılar, ortaklarına “"Ne istediniz de vermedik' dediler. Hoca efendi hazretleri dediler, karşı olanlara "alnı secdeye gelen adamdan zarar gelmez. Hoca efendi ulvi insan, gönüllerin sultanı, Anadolu’yu mayalandır" dediler, hocalarını savundular, bölüşmeye sıra gelince kavga ettiler, bedelini ise 15 Temmuzda halk ödedi, devlet ödedi. Gelin siz yoksullar, namuslular, emeği ile geçinenler bu gemide bunlarla bulunmayın. Çünkü “Aç tavuk kendini darı ambarında gördüğü gibi fakirde kendini zenginin sofrasında görürse”, o zenginler ithal kahve fincanlarında kahvesini yudumladıktan sonra kendi fallarına değil sırtından servet edindiği siz yoksulun falına bakar, çocuklarınızın geleceği olan sınav sorularını bu sefer çalmaz yakarlar. 
 
AKP kol kola olduğu tarikat mensuplarıyla, liyakat esasına göre değil torpilli vatan hainlerinin işaretine göre atama yaptı, devletin içini boşaltarak dinçi, yobaz kadrolarıyla ülkeyi soyup soğana cevirdiler. "Kindar ve dindar nesil" diyerek , “bizden sizden” diyerek kimliklerle ayrıştırıp ötekileştirdiler. Cihatla başlayan cihatla biten müfredatı eğitim sisteminin içine yerleştirerek vatan hainleri, cumhuriyet düşmanları, demokrasi, laiklik ve halk düşmanları yetiştirdiler. Yurttaşlık değil yandaşlık, özgürlük değil, kulluk olsun diye halka korku saldılar. Kimlikler üzerinden ayrıştırdılar, dinler üzerinden bölmeye kalkıştılar, başka ülkelerin inançlarını ve kimliklerini aşağılayarak bu ülkenin bölgelerine yakıştırdılar “IRKÇILIK” yaptılar. Bu iktidara gelin hep birlikte “düşün yakamızdan” diyelim.  Barışın, kardeşliğin ve özgürlüğün egemenliğini gelin birlikte kuralım. GELİN GÜZEL GÜNLER İÇİN HER ŞEY GÜZEL OLACAK DİYELİM