İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Bursa'da infaz koruma memurlarına yönelik bombalı saldırıyı değerlendirerek başlayan Akşener, "EYP olduğunu öğrendik. 1 şehidimiz var ve 4 yaralımız var. Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine baş sağlığı diliyorum" dedi.
Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi davasının Suudi Arabistan'a devredilmesine de değinen Akşener, "Trump emrettiğinde Rahip'i nasıl ihraç ettilerse Suudi Prens emredince de Kaşıkçı davasını jet hızıyla ihraç ettiler. Bay Kriz, Kaşıkçı davasını kaça sattınız?" diyerek tepki gösterdi.
Akşener, vatandaşın ekonomik sıkıntılarına dikkat çekerken AKP'nin 2023 hedeflerini hatırlattı. "2023 hayal oldu" diyen Akşener, seçim çağrısında bulunarak, "Sayın Erdoğan biz senin masallarını çok dinledik. Sen bunları vizyon olarak değil, iktidarda kalmak için söylemişsin. Düpedüz yalan söylemişsin. Bu masallardan bıktık, usandık. Getir sandığı kararı milletimiz versin" ifadelerini kullandı.
Akeşener'in konuşmalarından satırbaşları şöyle:
"Bay Kriz'in konuşmaya doyamadığı bir konuyu daha geride bıraktık. Kendisi beceriksizliklerinin üstünü örtmek için sürekli olarak konuyu geçmişe getirip, dikkat dağıtıp gündem saptırırdı. Enflasyon son 20 yılın zirvesini gördü. 'Faiz sebep enflasyon sonuç' teorisi ellerinde patladı. Türkiye Ekonomi Modeli dedikleri sözüm ona model de tüm bunlara tüy dikti. Bay Kriz'in Hisseli Harikalar Kumpanyası'na inanan kalmadı.
2023'e 8 ay kalmış ama bu arkadaş 20 yılda yapamadıklarını 8 ayda yapacaklarını iddia etmeye başladı. Yetmedi 2053, 2071'den bahsetti. Yakında kahve falı da bakmaya başlarsa hiç şaşırmayın. Eğer Türkiye'ye dair bir vizyon ortaya koymak istiyorsan ilk önce bugünün sorunlarını çöz. Biz o sorunları bundan 11 yıl önce de dinledik. Hedef 2023'tü değil mi. Neler vaad ediyordun neler. Sonunda ne oldu? 2023 hedefleri yalan oldu. Tutturamadı ama Saray yapacağım dememişti, onu gerçekleşti. Milletimiz artık bu masalları yemiyor.
Türkiye'de bugün çeteler sokaklarda siyasileri, gazetecileri dövüyor. Tweet atan 20 yaşındaki gençlere hapishane kapıları gösteriliyor. Bu ucube sistemi başımıza bela etmek için milletimize düpedüz yalan söylemişsin. Artık yeter. Hodri meydan! Getir sandığı, kararı milletimiz versin. Hedef nasıl olurmuş, vizyon nasıl olurmuş sana sandıkta gösterelim.
ZAMBİYA ANLAŞMASI
Bay Kriz ve kadrolarının aklı başka türlü çalışıyor. Geçenlerde Afrika ülkesi Zambiya ile bir anlaşma imzaladılar. 'Gemilerle karşılıklı liman ziyareti yapılması' diyor. Ortada küçük bir sorun var. Zambiya'da liman yok. Çünkü Zambiya'da deniz yok.
Hani damat bakan uzaya dört şeritli yol yapacaktı ya. Hazır eliniz değmişken aradan Zambiya'da bir deniz çıkarıverin. Siz karasal coğrafyalara deniz getirmeyi seversiniz. Daha önce Ankara'ya deniz getireceğim diyenlerde sizinkilerde.
KAŞIKÇI DAVASI
AK Parti iktidarının kafası öyle bir kafa ki başkaları tak diye emrediyor, bunlar şak diye yerine getiriyor. 'İhracatla büyüyeceğiz, zengin olacağız' diyorlardı. Meğerse dava ihraç edeceklermiş. Trump emrettiğinde Rahip'i nasıl ihraç ettilerse Suudi Prens emredince de Kaşıkçı davasını jet hızıyla ihraç ettiler. Bay Kriz, Kaşıkçı davasını kaça sattınız? Devletin egemenlik hakkını kaça devrettiniz? Geçmişini bilmeyen, bugünü de yarını da koruyamaz.
Dünyada para bolken 20 yıl iktidar oldular ama bir türlü devlet insanı olamadılar. Beceriksizliklerini faiz lobilerine, dış güçlere havale ettiler. Kendilerinden başka herkes suçlu. Herkes terörist, hain, nankör oldu, mutlaka suçlu oldu ama AK Parti hep ak kaşık kaldı. 20 yıl sonunda suçlayacak kimseleri kalmadı. İlk sandıkta kim suçlu, kim suçsuz göreceğiz. Hiçkimse merak etmesin, Türk milleti çaresiz değildir. Türkiye bu ciddiyetsizliğe mahkum değildir. Bu milletin İYİ Partisi var, biz varız. AK Parti'nin neden olduğu enkazı biz kaldıracağız.
"İSTESENİZ DE İSTEMESENİZ DE GENÇLERİN SESİNİ DUYACAKSINIZ"
Kronikleşen umutsuzluğa, memleketimizin her yerinde şahit olmaya devam ediyoruz.
Gençlerimizin durumu da esnafın durumundan farklı değil. Bugün gençlerimiz, yarına dair umutsuzluk iklimiyle mücadele ediyorlar. Gösterdikleri çaba yok sayılıyor. Daha onların gerçeklerinden bile haberdar olmayanların bayat tavsiyeleriyle karşılaşıyorlar. Herkesin kürsülerden onlar hakkında atıp tutmaya bayıldığı bir yerde onlara mikrofon verilmiyor. İşte bu yüzden gençlerimizle buluşuyoruz.
İsteseniz de istemeseniz de gençlerin sesiniz duyacaksınız, artık onların fikirlerini, taleplerini dinleyeceksiniz. Hiç merak etmeyin ben de büyük bir zevkle sizi yola getireceğim.
23 yaşında öğrenci bir oğlumuz, 'X ülkesinde yaşayan bir öğrenci 50 ülke gezebiliyorken ben 81 ilimizi gezemiyorum. Beş yıl sonraya nasıl varacağımı düşünüyorum. Gençlerin ümidi kalmamış durumda. Biz Türkiye'de Türk olmaktan gurur duyan ama Türkiye'de yaşamaktan yorulmuş bir gençlik haline geldik' diyor. 'Bu hükümet Türk gençliğine bir gençlik borçlu' diyor 24 yaşında yazılım mühendisi bir gencimiz. Buna bir cevabın var mı bay Kriz? Sağlıklı yaşam koçluğuna soyunduğun gençlerin durumundan memnun musunuz? Bu gençlerimize aromalı kahve ve tropik geziler dışında bir önerin var mı?
Gençler yurt dışına çıkmalı diyorlar. Şu an bir Türk gencinin yurt dışına en yakın olduğu nokta, havalimanındaki dış hatlar yazısının altında çekileceği bir fotoğraf. Buna bir cevabın var mı Bay Kriz? Gençler sizden, çalınan gençliklerini istiyorlar. İktidar sizi yok saymaya çalışıyor. Ülkeimizin geleceğini inşa edeceği günlere çok az kaldı.
16 NİSAN REFERANDUMU
Ankara hükûmetinin, Damat Ferit kabinesine dair eleştirdiği ne varsa bugün Beştepe’de yaşanıyor. Devlet egemenliğini tek bir kişiye ve onun taşeronlarına emanet eden bu ucube sistem, hayatımızın her alanında bizi fakirleştiriyor, sömürgeleştiriyor. Güvensiz ve itibarsız kılıyor. Bunun nedeni ise, AK Parti iktidarı eliyle, Müdafa-i Hukuk’tan, Müdafa-i Erdoğan anlayışına dönmemizde yatıyor. Ülkeyi idare eden iktidarın, vatandaşın hukukunu koruması beklenirken maalesef bugün ülkemizde, hukuk, iktidarı korur hale geldi.
Bay Kriz ve arkadaşları her konuda olduğu gibi adaleti de kendilerine göre eğip, büktüler. Nitekim geçtiğimiz günlerde bunun en acı örneğinin yıl dönümüydü. Ülkemizde adaletin yok oluşunun yıl dönümüydü… Ülkemizde hakkın, yok sayışılışının yıl dönümüydü. 16 Nisan 2017’de ülkemizi ucube bir sisteme hapseden hukuksuzluğun yıl dönümüydü. Bugün artık Sayın Erdoğan, işine geldiğinde Cumhurbaşkanı kimliğiyle meydanlarda, işine geldiğinde AK Parti Genel Başkanı kimliğiyle Meclis kürsüsünde istediğine hakaret ediyor, istediğini tehdit ediyor. Ama fikrini, derdini, düşüncesini söylemek isteyen kim varsa, ya nankör oluyor ya terörist oluyor ya da vatan haini oluyor.
O AK Parti Genel Başkanı olarak siyaset yapıyor ama ona cevap veren vatandaş Cumhurbaşkanı’na hakaret etmiş oluyor. İşte size bu ucube sistemin ülkemize reva gördüğü adalet anlayışı. Üstelik bu çarpık sistemin gözü, henüz 20 yaşında gencecik bir evladımız, Alp’i bile görmüyor. Attığı bir tweeti, üstelik 15 dakika sonra sildiği bir tweeti takip edip, 20 yaşındaki bir genci tutuklayan adalet sistemi. Nedense boy boy videoları, fotoğrafları çıkan, pudra şekercilerine dokunamıyor. Twitter’da gündem olmadan, kadın katillerine dokunamıyor. Milletin hazinesini kemiren yandaşlara dokunamıyor. Milletin hakkına giren Saray müdürlerine, danışmanlara dokunamıyor. Aleni bir şekilde yolsuzluk yapanlara dokunamıyor. Bu haram düzenini kuranlara da, du adaletsiz düzenin bekçiliğini yapanlara da, bu çarpık anlayışın parçası olanlara da... Yazıklar olsun!
"ADİL DEVLET" VURGUSU
İdareyi ve iradeyi tek bir kişinin aklına, tercihlerine, ideallerine, istek ve arzularına emanet eden partili cumhurbaşkanı sistemi Türkiye'de adaleti son verdirmiştir. Hukuku üstün tutmak yerine, üstünün hukukunu savunan bir cumhurbaşkanı, ülkemize demokrasi ve adalet getiremez. Bugün AK Parti iktidarı devlete personel alımından, kur korumalı mevduata, eğitimde fırsat eşitsizliğinden vergi uygulamalarına, her alanda haksız, kayırmacı uygulamalar yapıyor.
Adil devlet, seçim arefesinde taşeronlarda çalışan işçilerin tamamı kadroya alınacak deyip seçimden sonra büyük bir çoğunluğunu dışarda bırakmaz. Adil devlet, EYT'lilerin hakkını, hukukunu koruyacağız deyip sonra da gökyüzüne ıslık çalamaz. Vatandaşını aldatmaz, hile yapmaz.
Yargı bağımsız olacak, kamu denetimi bağımsız olacak. Türkiye demokratik bir hukuk devleti olacak. Silivri şimdi soğuktur muhabbeti tarih olacak. Düşüncelerdeki prangalar ortadan kalkacak. Yargıdaki vesayet son bulacak. Mutlak bir fırsat eşitliği sağlanacak. Bay Kriz'in amatör oligarklarına tanınan fırsatları 85 milyona açacağız. Kimse yoksul olduğu için eğitimden geri kalmaycak, gıdaya erişimde geri kalmayacak.