Tarih: 28.09.2014 20:14
Adını siz koyun!
Adını siz koyun…!
Esenler çağdaşlaşamaz… Neden mi? Çünkü Esenler’de yaşayanlar olarak girmişiz bir girdabın içine dönüp duruyoruz ve günden güne karanlığa batıyoruz. Yanlış yapanlara sesi çıkmayan, ahde vefasızlığın, hoşgörünün olmadığı, suçun zirve yaptığı ve suçluların cirit attığı koskoca bir ilçede yaşıyoruz.
Gelişmiş ülkelerde böyle sorunlar yaşanıyor, ancak bu sorunların çözümünde STK’lar halk adına yönetenlerle diyalog kurarak halkın sorunlarını yetkili mercilere iletirler. Demokratik yöntemlerle, ikili görüşmelerle bu sorunları çözmek için köprü vazifesini görürler. Bizde STK’ların bu anlayışta kurulduklarını ve bu anlayışta çalıştıklarını bir kişi söyleyebilir mi? Bence söyleyemez…
Biz birçok kez yazdık, hem de en alasından… Cevabı ise e-mail yolu ile bize küfür olarak döndü. Haberin başlığı zoruna gitmiş beylerin, ancak “Güneş balçıkla sıvanmaz” Okuyucu verdi notunu. Şimdi söyleyeceklerimi dikkate almanız, işaret ettiklerimi yapmanız göreviniz değil mi?
Dernekçilik veya STK’lar siyasilerin emrine girerek hizmet verebilir mi? STK Yöneticileri üyelerinin verdiği vergilerle yapılan salonlarda kendilerine birçok konuda haksızlık yapanlara teşekkür ederek fotoğraf karelerine girmekten zevk alıp yan gelip yatmak mıdır? Üyelerinin taleplerine ve çaresizliklerine çare aramaktan aciz olanlar, halka yapılan haksızlıklar karşısında suspus olanlar, halkın sesi ve sözcüsü olan medyaya meydan okuyarak görevlerinizi yapmış mı oluyorsunuz? STK’lar kendilerine yakışan ismi tüzüklerinde belirlemişlerdir. Ancak sizler o asil isimlerinizden vazgeçerek “AK STK” olma hayalleri peşinde koşuyorsunuz. Yok, böyle bir şey! Biz yazdık mı eğilip bükülmeden yazarız. İşte böyle…
Hangi yanlış konuda sesiniz çıktı, hangi yaraya parmak basabildiniz? Ülkede, bölgede gelişen olaylar, üyelerinizi ilgilendirirken sizleri bu gelişmeler neden ilgilendirmiyor? 12 yıldır yönetenler 12 yıldan beri yanlışlarını öve öve anlatırken sizlerde şakşakçılık yapmadınız mı? Şimdi söyleyeceklerimden dersler çıkartarak kendi adınızı siz koyun. Sizlerin, korkak, yağcı yalaka ve çıkar ilişkileri içinde olup olmadığınızı üyelerinize sorduğunuzda alacağınız cevap; çok acı olacağından hiç şüphem yok.
Ülkenin en önemli kaynakları yok pahsına elden çıkartılıyor, Cumhuriyetimizin kazanımları elimizden göz göre göre uçup gidiyor. Dualarla mevlitlerle açılış yapan siz kravatlı beyler, ülkede din ticareti yapıldığını görmüyor musunuz? HES’ler yolu ile sularımız el değiştirirken, siyanürle çıkarılan madenin ancak yüzde üçünü alabiliyoruz. Ormanlarımız yağmalanıyor. Tarım, hayvancılık yerle bir edilmiş. Fındık, çay üreticisi kan ağlıyor. İşsizlik hortlamış, çaresizlikten olacak ki gencecik bedenler satılıyor. Hırsızlık, kapkaç, uyuşturucu salgın hastalık gibi günden güne yayılıyor. Tarım arazilerinde mantar gibi villalar yapılıyor. Şehirlerde ise devasal kulelerle AVM’ler yapılarak küçük esnafın canı okunuyor. Eğitim raydan çıkmış. Bilime, bilim adamına saygı bitmiş. Üniversite hastanelerinin içi boşaltılıyor. Laboratuarsız üniversiteler geleceğimizin aydınlık gençleri yerine yurt sevgisinden yoksun gençler artık yetiştiremiyor. Teröristlerden medet arar olduk. Toplanan vergilerimizle hainler besleniyor. Başımıza bela kesiliyorlar. Taşeronlaşma baş belası olmuş, emekçiler kemiklerine kadar sömürülüyor. Sanki dinsizdik, biz ve çocuklarımız imam ve hatip olmaları için üstü kapalı baskı görüyor. Öğretmenler, müdürler siyasi kararlarla görevlerinden alınıyor. Hukuksuzluk almış başını gidiyor...
Biz bunları söylerken STK’lar ne yapıyordu? O fotoğraf karesine girmek için birbirini yiyen sizler, bundan sonra kafanıza göre istediğiniz isimleri kirletmeyeceksiniz. Bende buna müsaade etmeyeceğim. Hadi şimdi bulun kendinize bir isim. STK’ların adını siz koyun...!
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —