Tarih: 26.07.2012 15:34

Acele Özelleştirme Yasası!

Facebook Twitter Linked-in

Acele Özelleştirme Yasası!
 
Yukarıdaki başlığı görünce “aaa, bu adamın kafası karışmış galiba; acele kamulaştırma yerine ‘özelleştirme’ yazmış diyeceğinizi biliyorum.
 
Evet, başlık “acele kamulaştırma” olmalıydı.
 
Peki, kamu nedir? Kamulaştırma niçin yapılır ve yapılmalı?
 
Kamu;Kamu Osmanlıca bir sözcük. Anlamı:
1 . Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü.
2 . Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme.
 
Eskilerimiz “kamulaştırma” denildiğinde özel sektöre, ya da yabancılara ait olan bir taşınmazın devletleştirilmesini anlarlardı. Aslında doğrusu da budur. Yani milli olmayan, yabancılara ait olan bir arsanın, arazinin, ya da bir işletmenin devletin eline geçirilmesi. Böylelikle bir şahsa ait değil, kamunun, halkın malı haline gelmesine “kamulaştırma denirdi.
 
Peki, şimdi durum nedir? AKP hükümeti ile birlikte her şey bilinenin, alışılagelmiş olanın tersine işlemeye başladı.
 
Şöyle ki; kamu denilince artık halkın bütünü, amme anlaşılmıyor. Yeni dönemde kamu sözcüğünden sermaye şirketleri, yerli ve yabancı holdingler akla gelir oldu.
 
Yeni dönemde “kamu yararı” denilince de sakın ola ki, “halkın, umumun, ammenin yararı” gibi düşünme yanılgısına düşmeyin.
 
Dedim ya AKP ile birlikte her şey altüst oldu. Her şey yer değiştirdi.
 
Konuyu daha da anlaşılır hale getirmek için örnekler üzerinden gidelim. Örneğin; köylünün yüzlerce yıl birlikte, topluca kullandığı alanlar vardı. Meralar, ormanlar, yaylalar, dereler, kaynak suları… gibi.
 
Halk buraları ortak olarak yüzlerce yıl birlikte kullanmış, hatta buraları devletten bile korumuş. Buraların korunması için bekçi tutmuş, nöbetleşe bu yerlerin korumasını sağlamış. Yeri gelince de birlikte yararlanmış.
 
İşte gerçek kamu yararı bu olmalı değil mi?
 
Ama AKP ile birlikte anlayış değişti. AKP hükümeti ve özellikle sayın başbakan diyor ki; “siz bu yaylaları, bu meraları, bu dereleri birlikte, hatta içine yaban hayatını da katarak kullanmışsınız. Buralarda hayvanlarınızı beslemişsiniz, otlatmışsınız, sulamışsınız. Bağ bahçenizi sulamışsınız. Değirmenler yapıp kamusal olarak birlikte yararlanmışsınız. Ama devlet olarak ben bundan kazanç elde edemiyorum. Daha doğrusu, parti olarak benim partimin, benim bakanlarımın, bakanlarımın çocuklarının, benim partime mensup işadamlarımın, müteahhitlerimin bir çıkarı yok. Kamu malı denilince, kamulaştırma denilince ben böyle düşünüyorum”
 
Evet, AKP’nin ve sayın başbakanın kamu anlayışı böyle olunca, vatandaşın elindeki merayı, yaylayı, ormanı, dereleri ve o dereleri besleyen kaynak sularını acele kamulaştırmaları (!), böylelikle buraları ancak savaş ve olağanüstü hallerde uygulanması gereken bu “acele kamulaştırma yasası” ile vatandaşın elinden almak gerekmektedir.
 
Yani sevgili okurum, artık kamu denilince, kamulaştırma denilince “yerli ve yabancı şirketler ve bunların hoyratça yaşam alanlarımıza saldırmaları akla gelmelidir.
 
Bir HES şirketi, kurduğu Hidro Elektrik Santralinde elde ettiği enerjiyi, Gürcistan’a veya Ermenistan’a satacak. Ama iletim hatlarını benim ve benim yaşımdaki arkadaşlarımın 35–40 yıl boyunca nöbet tutarak koruduğumuz ormanı traşlayarak yapacak. Üstelik bütün bunları yaparken buralarda yaşayan halka bilgi dahi verme gereğini duymayacaksınız… Sonra da bunun adına kamulaştırma diyeceksiniz.
 
İşte böyle, şimdi anladınız mı başlıktaki amacı?
Siz siz olun kamusal mallarınızı bu sahte kamuculara vermeyin. Esen kalın.
                                                                                      20.07.2012
                                                                                   Mümtaz TEMİZ
                                                                            mumtaz.tem@hotmail.com
 
 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —