www.7-24esenlerhaber.com
Tayyip Erdoğan’ın açılış etkinliğine katıldığı İstanbul Üniversitesi’nde dün tam anlamıyla AKP terörü yaşandı. Demokratik haklarını kullanarak Tayyip Erdoğan’ı protesto etmek isteyen, protesto etmesinden şüphelenilen tüm öğrenciler polis tarafından zorbaca gözaltına alındı. Dün yaşanan sıkıyönetim, bugün üniversite öğrencileri tarafından protesto edildi
İstanbul Üniversitesi öğrencileri dün okulda yaşanan polis terörünü yaptıkları basın açıklamasıyla protesto etti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açılış etkinliğine katılması nedeniyle tüm gün boyunca Beyazıt’ta sıkıyönetim uygulayan polis, öğrencilerin düşünce özgürlüğüne saldırmış ve 37 öğrenci gözaltına alınmıştı. Durakta bekleyen, otobüsten inen, okula girmek isteyen “şüpheli” öğrenciler polis tarafından darp edilerek polis araçlarına sokulmuştu.
Bugün olayın yaşandığı Vezneciler otobüs duraklarında buluşan öğrenciler basın açıklaması yaparak dün yaşananları protesto etti. Okulun açılmasından bir hafta sonra yapılan açılış etkinliğinin AKP şovuna, okulun da hapishaneye çevrildiğini belirten öğrenciler, polis tarafından sakıncalı görülen öğrencilerin keyfi bir biçimde gözaltına alındığını ifade ettiler.
Üniversite açılışında bir tek üniversiteliler yok!
Sümeyye Erdoğan’dan Fatih Terim’e kadar herkesin açılış etkinliğine katıldığını dile getiren öğrenciler açılışa bir tek öğrencilerin sokulmadığını söyleyerek söz konusu başbakan şakşakçısı AKP’li gençler oluncaysa tüm yolların açıldığını belirttiler.
Üniversitelerin sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen öğrenciler AKP karşıtı mücadelenin en dinamik öznelerinden biri olan üniversitelilerin bu yüzden susturulmaya çalışıldığını dile getirdiler.
“Dün ağzı kapatılan, gözaltına alınanlar olarak bir kez daha dile getirelim: Üniversiteler ne patronların ne AKP’nin ne de gericiliğindir. Üniversiteler dün bu kapıdan içeri sokulmayanlarındır; üniversite öğrencilerinindir!” diyen öğrenciler, “Sermayenin, gericiliğin temsilcileri ve Erdoğan gibiler üniversiteye her geldiklerinde karşılarında bizi bulacaklar” diyerek basın açıklamasını sona erdirdiler.
Basın açıklamasının ardından dün üniversiteye sokulmadıkları kapıdan içeri giren öğrenciler sloganlarla üniversiteyi AKP’ye bırakmayacaklarını haykırdılar.
Eylem Hergele Meydanı’nda çekilen halaylarla sona erdi.
Beyazıt’ta polis tarafından keyfi bir biçimde gözaltına alınan 37 öğrenciden biri olan Öğrenci Kolektifleri üyesi Ali Coşkun dün yaşanan polis terörünü Sendika.Org’a anlattı.
Tayyip Erdoğan’ın üniversiteye gelmesi nedeniyle hukuki hakları olan bir protesto yapmak istediklerini ifade eden Coşkun, protesto eylemini gerçekleştiremediklerini dile getirdi. Üniversitenin etrafında polis ablukası olduğunu ve öğrencilerin okulun çevresine yaklaştırılmadığını söyleyen Coşkun sözlerine yaşanan hukuksuzluğu dile getirerek devam etti:
Öğrenci Kolektifleri’nden Ali Coşkun üniversiteleri polisiyle, medyasıyla üniversiteleri teslim almaya çalışanların karşısında her zaman üniversitelileri bulacağını vurguluyor ve ekliyor: AKP defol üniversiteler bizimdir!
“Okulun çevresinde adeta OHAL uygulaması vardı. Öğrenciler keyfi üst aramalarından, kimlik kontrollerinden geçiriliyordu. Ben bir şekilde Vezneciler otobüs duraklarına kadar geldim. Burada polis beni görür görmez, ben daha hiçbir şey yapmadan Çevik Kuvvet amiri beni işaret ederek ‘gözaltına alın’ emri verdi. Daha protesto yapmadan polis beni gözaltına almaya çalıştı. Ben de bunun üzerine sadece ‘AKP defol üniversiteler bizimdir’ şeklinde slogan atabildim. Amacım üniversite açılalı bir hafta olmasına rağmen Tayyip Erdoğan’ın üniversiteye gelip açılış yapmasını, öğrenciler bu açılışa alınmazken Sümeyye Erdoğan, Fatih Terim gibi isimlerin içeride olmasını protesto etmekti. Ancak polis tarafından çok sert bir şekilde gözaltına alındım. ‘Üniversiteyi, ülkeyi, sokağı özgür bırak’ demekti amacım. Benim bu hakkım polis tarafından engellenmiş oldu.”
‘Başbakanımızı nasıl protesto edersiniz!’
Gözaltına alındıktan sonra polis tarafından kötü muameleye uğradıklarını belirten Ali Coşkun gözaltında yaşadıkları işkenceyi şu sözlerle anlattı:
“Gözaltı aracında sert müdahaleye maruz kaldık. Polisler bize kelepçe taktı ve ‘Başbakanımızı nasıl protesto edersiniz!’ diye yumruklarla tekmelerle saldırdılar. Tırnaklarıyla suratımızı çizdiler. Kelepçe nedeniyle bileklerimiz mosmor oldu.”
Ali Coşkun’un gözaltına alınma görüntüleri dün pek çok kanalın ana haber bültenlerinde kendine yer bulmuştu. Ancak Gülen cemaatinin yayın organı olan Samanyolu TV’de haber itinayla yorumlanmış ve Coşkun’un daha önceki eylemlerden derlenen görüntüleri habere eklenerek hedef gösterilmişti. Ali Coşkun’un Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi olduğu yalanını haberine çekinmeden ekleyen STV, TGB’nin bazı üyelerinin Ergenekon davasından yargılandığını da habere ekleyerek Öğrenci Kolektifleri’ne “Ergenekoncu” yaftasını yapıştırmaya çalışmıştı.
Bu haber hakkındaki görüşlerini sorduğumuz Coşkun STV’nin asıl amacını şöyle dile getirdi:
“Ben demokratik hakkım olan protesto hakkını çeşitli platformlarda icra eden biriyim. AKP iktidarının icraatlarına karşı bu hakkımı kullanmaya da devam edeceğim. Tayyip Erdoğan’ı da, bakanları da sermayedarları da protesto edeceğim. Çünkü ben demokratik üniversite istiyorum. Parasız üniversite istiyorum. Yoksulların üniversitelerin kapısında kalmadığı, insanca yaşayabildiği, üniversitelilerin ulaşım, barınma, beslenme hakkının olduğu bir üniversite istiyorum. AKP iktidarıysa bunun aksine eğitim paralı olmalı diyor, her öğrenciden 8-10 bin lira alalım diyor, harç paralarına zam yapmak istiyor. Böyle bir iktidar var karşımızda. Toplumsal muhalefetin her kesiminin; işçinin, köylünün, öğrencilerin yaptığı her eylemine polisle coplarıyla saldırıyor. Eylem yapan herkes baskı altına alınmaya çalışılıyor. Ben buna karşı tabi ki protesto yapacağım. Yaptığım bu eylemleri derleyip, bir araya getirip, yapıştırıp ‘Bu zaten mimli bir öğrenci’ diyerek oluşturulan görüntüler beni özel hedef gösteriyor. Ben de buna karşı gerekli hukuki süreci başlatacağı