AKP VE MHP EGEMENLİĞİ TARİKATLARA VERMİŞ

AKP VE MHP EGEMENLİĞİ TARİKATLARA VERMİŞ

HDP’nin tarikat ve cemaatlerin kontrolündeki yurtların araştırılmasına dair verdiği önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

'Tarikat yurtları araştırılsın' önergesine AKP ve MHP'den ret!

 

HDP Grubu, tarikat ve cemaat kontrolündeki özel yurtlar ile kamu yurtlarında yaşanan sorunlar hakkında araştırma önergesi verdi. HDP’nin önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

ANKA'nın haberine göre HDP Grubu adına Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul söz aldı.

Toğrul, şöyle konuştu:

“Kamuoyunda infial yaratan, özellikle son Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara'nın yaşadığı olay, artık cemaat, tarikat yurtlarında yaşananların çok ciddi bir şekilde bu Meclis gündeminde tartışılması ve gerekli önlemlerin alınmasını zorunlu kılıyor. Gün yok ki infial yaratan bir haber gelmesin. Şunu biliyoruz; AKP, cemaatler, tarikatlar koalisyonudur ve AKP ya bu cemaat ve tarikatlara yurt yaptırıyor ya ihale veriyor ya da kamuda, başta üniversiteler olmak üzere kadrolaşmalarının, kadro yetiştirmelerinin önünü açıyor. Sayın vekiller, bakın, 2006 yılında cemaat, tarikat yurt sayısı bin 723 iken 2021 yılı itibarıyla bu sayı yüzde 93 artarak 3 bin 331'e çıkmış ve bu cemaat, tarikat yurtlarında birçok olay yaşandı.

'HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORSUNUZ'

Enes Kara, bir cemaat yurdunda değil sanki bir esir kampında yaşıyor. Nedir? Bakın, bu gençler hayatlarının en sosyal dönemlerinde sanki bir esir kampında sabah beş buçukta kaldırılıyor ve cemaatin ilkeleri doğrultusunda okul dışında kalan zamanın tamamını cemaatin mantığı doğrultusunda o çocukların kafaları, beyinleri yıkanıyor. Aslında dini inancı da istismar ediyorlar orada. Şimdi, bunlar orta yerde dururken maalesef kamu yurtlarında yeteri kadar yurt yapmayan, hayat pahalılığı nedeniyle çocuklarımızı o yurtlara mahkûm eden iktidar, bunun birinci dereceden sorumlusudur. Kamu yurtlarında da çok ciddi problemler var. Çünkü her şeyden önce bir liyakat, ehliyet sorunu var ve orada da dünya kadar problem yaşanıyor. O açıdan, bakın, her sosyal devletin görevi, öğrencilerine, gençlerine barınacağı, sosyal yaşamını da yürüteceği bir yurt ortamı yaratmak... Orası bir eğitim yeri değil, orası bir barınma yeridir. Ama cemaatler orayı üniversite veya okul dışı bir eğitim, cemaat eğitim alanına dönüştürüyor ve siz bunları önemsiyorsunuz, çünkü sizin arka bahçeniz olduğunu düşünüyorsunuz. Her türlü desteği veriyorsunuz, her türlü imkânı sağlıyorsunuz ve olan gencecik çocuklarımıza oluyor, olan genç neslimize oluyor, olan bu çocuklara oluyor. Şimdi, bu çocuklar bunları yaşarken siz hiçbir sorumluluk duymuyorsunuz. Bakın, bu Meclis’te bundan daha önemli bir mesele yoktur."

'GENÇLERİMİZ CEMAATİN ELİNE BIRAKILMAMALIDIR'

İYİ Parti Grubu adına konuşan Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz, “Enes Kara'nın anlattığı gibi, gençlerimizi kendi görüş ve inançları doğrultusunda yaşam sürdürmeye alıştırmak olduğu açıktır. Gençlerimizin bazılarının ekonomik sıkıntılardan, bazılarının da ailelerinin baskılarıyla girmiş oldukları yurtlarda yaşananların bir örneğini Enes Kara bütün çıplaklığıyla anlatmış. Diğer cemaat yurtlarında da durum farklı değil. Mevcut duruma baktığımızda KYK'ya bağlı toplam 719 bin 567 yatak kapasiteli 769 yurt bulunmakta iken 3 bin 301 vakıf ve derneklere ait yurt, 4 bin 406 tane de özel yurt bulunmaktadır. Öğrencilerin barınma ihtiyaçları bizzat devlet tarafından giderilmelidir. Gençlerimiz hiçbir grubun, derneğin, cemaatin, vakfın eline bırakılmamalıdır” dedi.

CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, “Şüphesiz bir ihmal, göz ardı edilme süreci vardır. Kamunun kontrolü ve denetimi altında olması gereken... İşte, hepimiz burada yaşadık, Aladağ, Alimder, Ensar Vakfı’nın Karaman şubesinde yaşanan skandallar, merdiven altı kurslarda yaşanan istismarlar gibi toplumu, hepimizi çok derinden sarsan olaylar sonrasında gerekli denetimler yapılmamış, tedbirler de alınmamıştır. Son yaşadığımız ve hepimizi derinden etkileyen ve değerli hatiplerin de atıf yaptığı olay, bu sorunları bir kez daha gündemimize getirmiştir. Fakat daha önce olduğu gibi benzer her vahim olay karşısında yerel karar birimleri, merkezi yönetim, bakanlıklar sorunu ısrarla yok saymış, üstüne gitmemiş, ciddi önlemler almamıştır. Ben buradan tekrar sormak istiyorum: Bu vahim olaylar sonrası bu iddia edilen kurumlara karşı önlemlerin alınmamasının gerekçesi nedir” diye konuştu.

'BİRİLERİ SİYASİ RANT DEVŞİRME ARAYIŞI İÇİNE GİRDİLER'

AKP Grubu adına konuşan Konya Milletvekili Selman Özboyacı ise “Bu elim hadiseyi bir gruba, bir inanca mal etmek, bunu genellemek, ideolojik bir hesaplaşma çabasına indirgemek gerçekten yapabileceğimiz en kötü şey olabilir. Hele hele intihar gibi toplumsal his ve hassasiyetin gösterilmesi gereken, özendirmekten kaçındırmamız gereken böyle bir meselede hiçbir hassasiyet göstermeden pervasızca yorum yapmak çok yanlış bir bakış açısıdır ama görüyoruz ki yine birileri buradan bir siyasi rant devşirme ya da bunu bir kesime, toplumun bir grubuna suçlama yöneltme gibi bir çaba içerisine girdiler. Ben, bu insanların, özellikle bunu sosyal medyadan dile getiren insanların samimi olmadığını ve bu olayı bile istismar etmeye çalıştıklarını düşünüyorum” dedi.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da “Bin kere lanet olsun bu çocukların canına kıyanlara” dedi. Özboyacı, “PKK'ya da lanet olsun” diye devam etti. Beştaş da “Burada ortada bir siyasi rant yok. Bir genç, bir video bırakarak intihar etti maalesef ve gençlere bir daha defaten söylüyorum: Bunun çözüm yolu cana kıymak değildir asla. Bununla mücadele etmek lazım, direnmek lazım ve farklı yol ve yöntemlerle yaşamayı tercih etmek lazım. Buraya bir önerge getirdik ve gerçekten çok büyük bir sorun bu. Yurtlarda yaşananlar, cemaat ya da özel ya da başka ad altında yaşananlar çok vahim. Ölüme sebebiyet veriyor, istismara sebebiyet veriyor, maalesef tecavüze varan uygulamalar var, Aladağ'daki gibi yangınlarla çocuklar ölüyor; bunu araştıralım diyoruz ya araştıralım” diye konuştu.

'AK PARTİ’NİN IŞIK EVLERİNDEN HİÇ DERS ALMADIĞINI GÖRÜYORUM'

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise “AK Parti’nin ışık evlerinden hiç ders almadığını görüyorum. Bu Meclis’i bombalayanlar ışık evlerinde yetişti arkadaşlar, ışık evlerinde yetişti. Sayın Özkan dün bir açıklama yapmış, diyor ki ‘3-5 çocuk bir araya gelmiş, ev tutmuşlar’. Öyle olmadığını eminim Sayın Özkan da biliyor. Ben evvelsi gün basın toplantısında valilere ve kaymakamlara seslendim, ‘kaçak yurtlara göz yuman vali ve kaymakamlar vebal altındadır’ dedim. Özel yurt var, vakıf yurdu var, cemaat yurdu var, kaçak yurt var, hücre evi gibi örgüt evi gibi 5-6 öğrencinin barındırıldığı yurtlar var. Özel, vakıf, cemaat, resmi yurtlar mutlaka denetlenmeli, kaçak yurtlar da derhâl kapatılmalı. Bugüne kadar bu yurtlarda tacizi gördük, sessiz kalındı; tecavüzü gördük, sessiz kalındı; ihmal kaynaklı yangında ölen kızlarımızı gördük, sessiz kalındı; cinayeti gördük, sessiz kalındı; intihara da sessiz kalamaz devlet. Kaçak yurt var; taciz, tecavüz, cinayet, intihar var; olmayan tek şey devlet. Devlet görevini yapmıyorsa buna müdahale edecek olan da millet adına TBMM’dir” diye konuştu.

'SON 20 YILDA YURT SAYISI 12 KAT ARTTI'

Bunun üzerine AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan da şöyle söyledi:

“Enes Kara'nın ölümü hepimizi üzdü. Annesinden daha fazla, ailesinden daha fazla hiç kimseyi üzemez. Bu bizim hepimizin acısı, milletimizin acısı. Allah tekrar göstermesin. Ancak Enes Kara'nın ölümü, bizim gençlik noktasında yapacağımız çalışmalarda milat olamaz, daha önceden biz miladı yaptık. Çünkü AK Parti iktidara geldiği andan itibaren, özellikle gençlerimizin geleceğe hazırlanmaları için ve özgürce, ekonomik kaygı gözetmeksizin ilk, orta, yükseköğrenimini tamamlayabilmeleri ve yüksek lisans, doktora çalışmalarını yapabilmeleri için, tüm bu alanda özgürlüklerini ekonomik desteklerimizle artırdık. Son yirmi yıllık süre zarfında 12 kat artmış olan yükseköğrenim yurt sayısı doğrudan Enes Kara evladımızın yaşadığı o acılar yaşanmasın diye yapılmış çalışmalardır. Bu anlamda, biz demokratik hukuk devletinde öylesine çalışmalar yapmalıyız ki gelişmiş ülkelerdeki demokrasilerde, evrensel kabul görmüş demokrasilerde olduğu gibi, demokratik toplumun özüne dokunmayacak ve toplumda dini, inancı, felsefi düşüncesi ne olursa olsun, bu tür vatandaşlarımızın üzerine idarecilerin siyasi ve şahsi görüşleri, sosyal geçmişleri, siyasi düşünce backgroundları ne olursa olsun, herkes hür, özgür bir şekilde bu ülkede yaşasın diye yapacağımız çalışmaları hayata geçirmemiz lazım.”

Altay da bunun üzerine, “Bugün mevcudu 5 ila 10 arasında değişen, hücre evi gibi çalışan kaçak yurtlar var. Benim üzüntüm şuna: Ben, dün, Sayın Özkan'ın açıklamasını vali ve kaymakamlara bir talimat olarak, örtülü talimat olarak algıladım. Şöyle ki: Sayın Özkan diyor ki ‘Efendim bunda ne var? 3-5 öğrenci anlaşıp, bir araya gelip ev tutmuş’. Merhum Enes Kara'nın videosunu, bıraktığı notu eğer görse... Merhum Enes evladımız, babasına buradan ayrılmak istediğini söylüyor; babası ‘Hayır, burada kalacaksın’ diyor. Demek ki çocuklar evi aralarında anlaşıp tutmamış, cemaat tarafından çocuk oraya yerleştirilmiş, babasının rızasıyla. Sayın Özkan da ‘Çocuklar kendi aralarında anlaşmış, bir ev tutmuşlar’ demek suretiyle bu tarz olayların tekrarlanmaması bakımından yapılması gereken gayet açık değil mi? Hücre evi gibi çalışan kaçak yurtların vali ve kaymakamlar tarafından derhâl kapatılmalı” dedi.

KHK TARTIŞMASI 

Özkan'ın “Ben de soruyorum: Yahu yıllarca bu evlerde kalıp AK Parti’den önce kırk yıldan beri devlete sızanları KHK'yle biz attıktan sonra siz ‘Geri getireceğiz’ demiyor musunuz? FETÖ'yle bütün ihraç edilenleri ‘Yeniden devlete alarak milletin ve devletin başına bela yapacağız’ diyen siz değil misiniz? Utanın biraz” ifadeleri 'KHK' tartışması çıkardı.

Engin Altay da bu sözler üzerine, “Sanıyorum, diyorlardı inanmıyordum, herhâlde sen de ışık evleri rahle-i tedrisinden geçmişsin, öyle anlaşılıyor. Şimdi gülüyoruz çok, trajediye… KHK meselesinde söylediğimizin sonuna kadar arkasındayım. İbrahim Kaboğlu KHK'lı, adam milletvekili. Siz zanla, fişle KHK'yla işinden alacaksınız, hiçbir mahkeme o kişiye ceza vermeyecek, hatta kovuşturmaya yer bulmayacak, ama siz onu ekmeğinden etmiş olacaksınız. Ne uğruna? FETÖ'yle mücadele uğruna. Vay anasını be! FETÖ'cülerin zenginlerinin alayının malına çöküp dışarı çıkaracaksınız, sokakta gezdireceksiniz, bazılarını büyükelçi yapacaksınız; ondan sonra FETÖ'yle mücadele, değil mi” dedi.

Beştaş, “Biz yurtların araştırılması için önerge verdik, olay nasıl KHK'lılara geldi doğrusu bilmiyorum. Grup Başkanvekili Sayın Cahit Özkan KHK'lıları savunmakla kalmadı yani insanları işsizliğe, açlığa, ölüme mahkûm etmeyi savunmakla kalmadı, bir de biz KHK'lıları savunuyoruz, onların haklarını koruyoruz diye bizi de suçladı. Ya siz işte böyle itiraf edersiniz. Gerçekten konuşun, daha fazla konuşun ki gerçekler yanlışlıkla ağzınızdan çıksın. Ayrıca, ‘O KHK'lıları siz yetiştirdiniz’ diyorsunuz ya, o evlerin hepsini siz organize ettiniz. Cemaatleri de siz yerleştirdiniz, sonra da suçlu ilan ettiniz” dedi.