Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu ‘sansür yasası’ olarak bilinen sosyal medya yasası ile gelen unutulma hakkını AKP’nin nasıl kullanacağını yazdı.
Orhan Uğuroğlu bugünkü köşesinde AKP’nin yasa sonrası internetten sileceği geçmişini yazdı. ‘AKP iktidarı oy kaybettikçe yasakları arttırıyor’ diyen Uğuroğlu’nun yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, en az 1 kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirlemek zorunda.
Belirlemeyen ağ sağlayıcılarına para cezaları verilecek ve son aşamada ise o sosyal medya sitesine ulaşım engellenecek.Sosyal medya haberleşmesine yasa ile getirilen hükümler ayrıca anayasaya da aykırı ki, CHP bu aykırılıkları Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğini açıkladı.
Değerli okurlarım;Ucube tek adam rejimi ucube yasalar çıkartarak kişilik haklarını ve özgürlükleri sınırlandırırken çıkardığı “unutma hakkı” hükmünden yararlanarak bu yasa ile siyasi menfaat elde etmek istiyor.
Nasıl mı?...
AKP olumsuz icraatlarını arama motorlarından sildirip AK hale gelmek istiyor.
Örneğin;Büyükelçi yapılan Egemen Bağış önce sosyal medya temsilciliğine olmazsa mahkemeye başvurup, “Bakara makara” diye alay ettiği Allah’ın ayeti ile ilgili tüm haberleri sildirebilecek…
Mecliste AKP oyları ile aklanan 4 bakan da haklarındaki tüm haber ve fotoğrafları sildirebilecekler…
FETÖ’ye yalvar yakar “Türkiye’ye dön” diyen, methiyeler düzen, fotoğraflar yayınlayan AKP’liler tüm bu haber ve fotoğrafları da sildirecekler…
“Keşke Yunan kazansaydı” diyen Fesliyi de, “Amerika ve FETÖ ile işbirliği yaparak askeri vesayeti sonlandırdık” diyen AKP’lilerin açıklamaları da yok edilecek…
Peki, daha neleri unutturmak isteyecekler:-
Adil Öksüz’ü serbest bıraktırdıklarını,-
Tank Palet ve askeri fabrikaları ihalesiz Katar / BMC ortaklığına verdiklerini
– Süleyman Şah’ı kaçırdıklarını,
– Kahraman Türk Askerinin başına hain Amerikan askeri tarafından çuval geçirilmesini,
– Kendi belediye başkanlarını demokrasiye aykırı şekilde görevden azledip yargı önüne çıkartmamalarını,
– Habur’a çadır mahkeme kurulmasını,- Şehide “kelle” denmesini,
– Vatandaşa “ananı da al git” denilmesini- Esad ile yapılan bodrum tatilini,
– İstanbul’a ihanet ettiklerini,
– 18 Türk adasının Yunan tarafından işgalini
– Parsel parsel satmayı,- Hariri ailesinin Türk Telekom’un borçlarını ödemeden kaçmasını,
– İstanbul, Ankara, Balıkesir, Düzce Belediye başkanlarının görevden el çektirilmesini,
– Geçiş garantili otoyol ve köprüleri,
– Hasta garantili şehir hastanelerini,
– Yandaş iş adamlarına kamu bankalarından kredi verip yandaş medya oluşturmalarını,
– Serik’te AKP’li belediye başkanının 500 bin lira yolsuzluk iddiasını,
– Man Adası belgelerini,
– Cemaat tarikat yurtlarındaki çocuklara taciz ve tecavüzleri,
– Katar’dan gelen hediye uçağı,
– Rahip Branson’un ve gazeteci Deniz Yücel’in serbest bırakılmasını,
– IŞİD militanları için “bunlar iyi çocuklar” sözünü,
– Şehitler için, “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” sözünü,
– Barzani’nin AKP kongresine şeref konuğu olarak davet edilmesini,
– Barzani bölgesinin bayrağını hava alanına ve başbakanlığa asılmasını
– AKP’nin 2008 yılında anayasa mahkemesi tarafından, “Laiklik karşıtı odak” olarak hükmü giymesini
– Trump’ın küstah mektubunu ve “general” dediği terörist tarafından cumhurbaşkanına yazılan mektubu ekinde göndermesini,
– Ve tabi itiraf ettiği Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığını unutturmak için sosyal medyadan kaldırtacaklar…
Değerli okurlarım; Medyaya baskı sosyal medyanın da baskı altına alınmasıyla had safhaya ulaştı.
AKP iktidarı oy kaybettikçe yasakları arttırıyor, baskıyı çoğaltıyor kişilik haklarını sınırlandırıyor.
Sanıyorlar ki sanal ortamda aklanırlarsa hukuken de aklanacaklar…
Cumhurbaşkanı Erdoğan bakanlar kurulu sonrası dedi ki;”…
Artık yolun sonu görünüyor…
“Çok merak ettim. Hangi yolun sonu?
Demokrasinin mi?
Özgürlüklerin mi?
