CHP’ Sol Kanat’ından yılların yorgun demokratı Dr. Şahin Özdemir CHP Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin üzdüğü kırdığı kişi ve gruplarla helalleşeceğini söyledi &ldqu
Dr. Şahin Özdemir: Kendimize karşı yapılan haksızlıkları verilen zararları affedebiliriz ve affederken de ruhumuzu hafifletiriz. Hatta kin tutmanın yürekte ki en büyük yük olduğunu sürekli arkamıza baktıran önümüze bakmamıza engel olduğunu bile söyleyebiliriz.
Affederken de karşımızdakini de bilgilendirerek helalleşebiliriz ya da affedip yolunuza devam edebiliriz… Birey olarak böyle yapabiliriz…
Sosyal ve toplumsal süreçlerde ise bunun böyle olabilmesi affetmek veya helalleşmek ise genel kabul içinde şeffaflık ve genel kabul gerektirir.
Ülkemiz de ele alınabilecek, sınıfsal, hemşerilik, mezhep, tarikat ve hatta aynı okullu ya da takımı tutan her sosyal katman üzerinden birbirinden farklı, çatışan kökü giderek derinleşen, kızgınlık, kırgınlık ve hatta kan davasına dönüşebilecek çatışma alanları yaratılabilir ve zaten de çok sayıda var.
Bu çatışma alanlarının bir kısmı grupların kendi iç ekonomik, sosyal gerekçelerin dinamikleri ile çıkmış olsa da pek çoğu yöneten otorite tarafından bilinçle göz yumularak yaratılıp, kışkırtılıp sıcak bir şekil de gündemde tutulmuştur. Genel başkanımızın son helalleşme mesajını dikkatle izlerken, Lideri olduğu CHP’nin üzdüğü kırdığı kişi ve gruplarla helalleşeceğini söylerken neler dediğini anlamaya çalıştım.
Sözlük anlamıyla ”Alışverişte veya ayrılma sırasında hakkını birbirine bağışlamak” anlamına gelen Helalleşmek, sosyal anlamda çok daha öte anlamlar içerir. Manevi ve ruhani kabullenmek anlamına da gelir, Bu da Demokrasinin olduğu ve de Hukukun üstünlüğünün arzulandığı birey hakkının Kamu tarafından korunmasının öne alındığı yönetimlerde, hele hele bunu hayata geçirmek isteyen siyasal görüşler arasında kabul görmesi zordur. Ben de kabul edemem…
Diğer yandan CHP’nin üzdüğü kırdığı kişilerle “Helalleşme”denince önce parti tarihine baktığımız da haksız yere suçlandığımız ve solun üstüne yıkılmak istenen başörtüsü yasağı da ( ki bu yasak Özal –Evren iktidarı sırasında getirilmiştir) Amerikancı askerlerin yaptığı 28 Şubat’ta CHP iktidarında olmamıştır. Sincan da tanklarla balans ayarı verilmesinin hemen ertesinde Sincan da protesto da edilmiştir.
Olsa olsa CHP iktidarı sırasın da olan Maraş, Sivas, Gazi mahallesi katliamları Mumcu’nun, Üçok’un ölümü,91-95 arası olan faali meçhullerle ilgili dönüp kendi tabanı ile nasıl engelleyemedim diye helalleşebilir. Âmâ Bizler Maraş katliamı yıldönümün de Türkeş ailesini ziyaret ile ziyaretle helalleşmeyi değil samimi bir özeleştiriyi ve suçlularının hukuka teslimini daha doğru buluruz.
6-7 Eylülle, soma ile Berkin ve Ali İsmail’le hele hele 12 Eylül de idam edilenlerle, metris ve Diyarbakır cezaeviyle CHP’nin helalleşecek nesi olabilir.
Böyle denilerek Devletin ve devlet içindeki tüm oluşumların sorumluluğunu üstümüze alıp onları aklamış ta oluruz.
Bir yandan Sivilleşmeye çalışan CHP var iken diğer taraftan devletin içindeki oluşumların yarattığı suçları üstlenmek helallik istemek onları bu suçları bir daha işlemekten alıkoymaz.
Diğer yandan mütedeyyin muhafazakarlarla barışmak isteniyorsa gerçek yol din i kullananların üslubuyla hareket etmekten değil dini ve onların duygularını kendi iktidarı jeepleri, 2000 TL’lik başörtüleri için kullanan kişi ve grupları açık açık teşhir etmekten asıl meselenin emek ile sermaye arasında olduğunu anlatmaktan geçer.
Genel başkanımız, iktidara geldiğimiz de hukuk ve demokrasi içinde devlet olarak, kamu olarak elbette hesabını vereceğiz, hesabını veremeyeceğimiz konularda da muhatapları kabul ederse helalleşeceğiz dese daha doğru olurdu…
Aynı video da “partimin açtığı yaraları partimde yaratan sistemi değiştirmeye çalıştım ,“cümlesi ise ayrı bir yazı konusudur.
takımı tutan her sosyal katman üzerinden birbirinden farklı, çatışan kökü giderek derinleşen, kızgınlık, kırgınlık ve hatta kan davasına dönüşebilecek çatışma alanları yaratılabilir ve zaten de çok sayıda var.
