47 Yıl Sonra İlk Kez Mescid-i Aksa'ya Saldırdı

47 Yıl Sonra İlk Kez Mescid-i Aksa

Mescid-i Aksa’ya İsrail Güvenlik Birimleri tarafından yapılan baskın Esenler Saadet Partisi Kadın Komisyonu tarafından bir basına açıklaması ile kınandı.


47 Yıl Sonra İlk Kez Mescid-i Aksa'ya Saldırdı

Mescid-i Aksa’ya İsrail Güvenlik Birimleri tarafından yapılan baskın Esenler Saadet Partisi Kadın Komisyonu tarafından bir basına açıklaması ile kınandı.

İsrail askerleri, Mescid-i Aksa'ya 1967 yılından bu yana ilk kez baskın yaptı.
Kudüs'teki gerginliği bilerek tırmandıran İsrail, 100 Yahudi'nin Mescid-i Aksa'nın avlusuna girişine izin vererek provokasyonun fitilini ateşledi.

47 Yıl Sonra İlk Kez

Önce Mescid-i Aksa'ya kilit vuran ve peşi sıra artan provokatif ziyaretlerle gerginliği tırmandırmaya çalışan İsrail, İslam'ın ilk kıblesine en çirkin saldırıyı gerçekleştirdi. İsrail güvenlik güçlerinin, yaklaşık 100 Yahudi'yi Aksa'nın ağlama duvarına bakan Megaribe kapısından içeriye almasına tepki gösteren Filistinliler ile İsrail askerleri arasında çatışma çıktı. İsrail askerleri, 1967'dan bu yana ilk kez Mescid-i Aksa külliyesinin ana mihrabının bulunduğu kubbenin altına kadar ilerleyerek mihraba postallarıyla girdi.

Kur'an-I Kerim Yerlerde

Geçtiğimiz günlerde saldırıya uğrayan kışkırtıcı haham Yehuda Glick'e destek veren Yahudi grup külliye içinde gezerken, Mescid-i Aksa'nın içerisine giren 300 kadar İsrail askeri de cami avlusunu savaş alanına çevirdi. Askerlerin, Filistinlilerin üzerine plastik mermi, ses ve gaz bombalarıyla müdahalesi üzerine 27 kişi yaralandı. Bu sırada Aksa içinde bulunan Kıble Camisi'ne sığınan Müslümanları kovalayan İsrail askerleri, içeride postallarıyla gezerek, göstericileri tartakladı. İslam'ın kutsallarını ayaklar altına alan askerler, cami içerisindeki Kur'an-ı Kerimleri de yerlere attı.

Bu gün Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa; tam 47 yıl sonra ilk kez Siyonist İsrail askerlerinin postallarıyla çiğnenmektedir. İsrail’in bu alçak tavrını lanetliyor, bu alçaklık karşısında gereken tepki ve kararlılığı ortaya koyamayan ve emperyalist mihraklarla işbirliği yapan yönetimleri kınıyoruz.
 
Zulmünü katliam ve vahşete dönüştüren,İslamınkutsal değerlerine yönelik saldırılarla Müslümanların onurunu çiğneyen İsrail, cılız açıklamalar, sözde kınamalar ile daha fazla cesaretlenip, daha fazla pervasızlaşmaktadır.
Bundan anlaşılıyor ki, İsrail kendisini en fazla güvende hissettiği bir dönemeçte. Çünkü etrafı boşaltılmış, çevresindeki ülkeler çökertilmiştir.
 
İslam’ı yanlıştanıtma ve barışiçin tehdit gibi gösterme siyonist ve sömürgeci çevrelerin sinsi bir planıdır. Amaç Filistin’de ve dünyanın dört bir yanında zulüm altında olan Müslüman halkları yalnızlaştırmak, savunmasız bırakmak, gözden düşürmektir.
İslam terörle asla bağdaştırılamaz. İslam dünya barışı için bir tehdit değil, bilakis dünya barışının teminatıdır. Barışve Hakk’a teslim anlamına gelen İslam nereye ulaşmışise oraya barışgetirmiştir. İslam her çeşit haksızlığa ve sömürüye karşıdır.

Selahaddin Eyyubi; ”Ümmeti ölçerken Beytül Makdise” bakın demistir. Kudüs gerçektende bir barometer gibidir. Yüce yaradıcımız;”Mescid-i Aksa’yı ve etrafını mübarek kıldık!”buyuruyor. Ne zaman ki buradaki düzen Hak merkezli olduysa barışhakim olmuştur, ne zamanki batıl düzen hakim olmuşsa zulüm olmuştur.
 
Bulunduğumuz zaman dilimi ise tarihi bir kırılma noktasıdır. Müslümanlar olarak imtihanımızı veriyoruz.
Gazze'ye yönelik son saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 2 bin kişinin şehit edilmesine, 20 bin evin yerle bir edilmesine rağmen geçtiğimiz günlerde ABD’li Orgeneral Martin Dempsey, insanı dehşete düşüren bir açıklama yapmıştır. Dempsey; “ İsrail’in, son Gazze operasyonunda sivil kayıpların engellenmesi için gösterdiği çabanın takdir edilecek düzeyde olduğunu” söylemiş, “Bu konuda İsrail’den alacağımız dersler var”demiştir.

Tarih boyunca İslamın bayraktarlığını yapmışbir ecdadın torunları olarak içimiz kan ağlamaktadır. 

Bu millet in evlatlarının, elbette yapacağı çok şey vardır. Aynı idealler etrafında birleşildiği zaman nelerin üstesinden gelindiğini tarih bize göstermiştir.