27 MAYIS HALKIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNUN YARARINA YAPILMIŞ BİR DEVRİMDİR

27 MAYIS HALKIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNUN YARARINA YAPILMIŞ BİR DEVRİMDİR

27 Mayıs kuşkusuz hataları olan, yer yer denetimi de elinden kaçıran bir süreçti. Ürünü olan 1961 Anayasası bugün bile mumla aranıyorsa 27 Mayıs devrimdir… Darbeye değil devrime denk düşen bir de

  • 27 MAYIS BİZE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ, SOL AÇILIMINI GETİRDİ
    • Tüm sağcı iktidarlar çok sistemli bir şekilde ve var güçleri ile halkı kapatmak, onu sahip olduğu egemenlik hakkını kullanamaz hale getirmek için çalışmış, bu uğurda tüm hünerlerini dış dinamikleri de kullanarak göstermişler ve başarılı olmuşlardır. Köy Enstitülerini, halkevlerini kapatan, öğretim birliğini yok eden 500 imam hatip okulu kuran bu iktidarlardır ve bunlar açıkça halk karşıtı politikalardır. Toprak reformu bu yüzden yapılamamıştır. Feodal yapı ve aşiret düzeni bu yüzden süregeliyor
     
     “27 Mayıs Anayasası” Türk aydınının ve Türk hukukçusunun yüz akı bir anayasadır. Anayasa Mahkemesi, Yüksek Hâkimler Kurulu, Cumhuriyet Senatosu, Devlet Planlama Teşkilatı, Yüksek Planlama Kurulu, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu bu anayasayla kuruldu. (Prof. Dr. Coşkun Özdemir) böyle diyor…

    27 MAYISA GELMEDEN ÖNCE YAŞANANLAR…
    27 Mayıs öncesi radyolar saatlerce Vatan Cephesi’ne katılan insanları, kedileri, köpekleri, yaşama veda etmiş olanları yayınlayıp duruyordu. Demokrat parti bugünlerin benzeri olan çok başarılı bir bölme, parçalama stratejisi uyguluyordu. Halkın kahveleri, kıraathaneleri, gazinoları hatta camileri ayrılmıştı.

    CHP FAŞİZMİ SAVUNUR HALE GELDİ
    • Haklı olarak gecen yıllarda bugünkü iktidardan çok korktuğundan olacak ki CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından 27 Mayıs’ı kınayan bir açıklama yaptı, Vatandaşlar ve devrimcileri üzen açıklama unutulmayacak.
    • Soruyoruz CHP’lilere ve Kılıçdaroğlu’na;  1974’de tankına, tüfeğine karanfil iliştirerek Salazar faşizmini sonlandıran Portekiz ordusu hata mı etmiştir?
    •  
    BU HALKIN GEÇMİŞİ DP’DEN ÇOK ÇEKTİ
    • (17 Temmuz 1958 - 27 Mayıs 1960) ve Demokrat Parti İstanbul İl Başkanı olarak görev yapan (Kemal Aygün) tarafından “ Arkadaşlar Vatan Cephesi’ne katılırsanız çok doğru bir şey yapmış olursunuz ” diyor. O dönemin Haseki hastanesi Başhekimi Dr. Mansur Sayın, arkadaşlar başka çare yok diyor.
    •  
    • Cumhuriyet devrimlerini halkın tuttuğu ve tutmadığı diye ayıran, resmi ilanlarla besleme basın yarattılar. 6-7 Eylül faciası ve kara sayfasının baş sorumlusu da Demokrat Partidir. Ama hiç utanmadan Aziz Nesini ve solcuları olaydan sorumlu tuttular.( Aziz Nesin Türkiyenin Koreye asker göndermesine karşı çıkmıştı.)
    •  
    • İktidarın antidemokratik eylemlerine ve zorbalığına karşı duran üniversite hocalarını kara cübbeliler diye anan başbakan ve bir hukuk abidesi Ord. Prof. Sıddık Sami Onar’ı üniversite bahçesinde yerlerde sürükleyen bu iktidarın emrindeki emniyet güçleridir.
    • DP’nin Urfa’ya atadığı belediye başkanı, “ Orucunu yiyenin katli vaciptir” demiştir. Köy ağalarını milletvekili yapan DP’nin ilk icraatı Arapça ezan olmuştur. Bunun ardından cumhuriyet karşıtı Saidi Nursi’yi ziyaret edip ona saygılarını sundular. Cumhuriyet devrimlerini, halkın tuttuğu ve tutmadığı diye ayıran, resmi ilanlarla besleme basın yaratan  yine bu iktidardır.
    UNUTULMAZ İNSANLIK DIŞI BAZI OLAYLAR…
    • Kırşehir DP’ye oy vermediği için ilçe yapıldı.
    • Mecliste tahkikat komisyonu kurup ona mahkeme yetkileri vererek muhalefeti tasfiye etmek isteyen, meclisi yargı yerine koyan DP iktidarıdır.
    • Köy Enstitülerini, halkevlerini kapatan, böylece iki aydınlanma odağını yok ederek feodalitenin ve aşiret düzeninin süregelmesine yol açan yine adı demokrat olan parti olmuştur.  
    • İktidarın antidemokratik eylemlerine ve zorbalığına karşı duran üniversite hocalarını kara cübbeliler diye anan başbakan ve bir hukuk abidesi Ord. Prof. Sıddık Sami Onar’ı üniversite bahçesinde yerlerde sürükleyen bu iktidarın emrindeki emniyet güçleridir.
    • Menderes’in meclise dönerek “ Siz isterseniz hilafeti de getirebilirsiniz”  diye seslenişi çok ünlüdür. “ Ben bir odunu da aday koysam seçtiririm” deyişi de hiç unutulmamıştır.
    • Tıpkı AKP’nin bugün yaptığını o gün yaptılar din istismarı için her  fırsatı kullandılar. DP yönetiminde ülkenin bağımsızlığını yitirişi de ayrıca uzun uzun tartışılmaya değer.
    • Şimdi böyle bir iktidarın Türk demokrasisine vurduğu sayısız darbe ana muhalefet partisi CHP tarafından gündeme gelmiyorsa ve böylelerini iktidardan düşürüldüğü gün bayram ilan edilmişken, bayram değil darbedir deniliyorsa geleceğin karanlık olmayacağını kim diyebilir?
    • 1961 Anayasası ve onun Türk halkına sağladığı haklardan hiç söz edilmeyecek ve bizim sözde resmi tarih karşıtları tarafından  ve demokrasiyi savunduğunu söyleyip hak- hukuk- adalet diye zırvalayan  CHP’liler, 27 Mayısı kategorik olarak faşist bir yönetim yaratan 12 Mart ve 12 Eylülle bir tutulacak kadar aşağılık olmuşlar. Bu açık bir haksız yargıdır ve korkunun eseridir. 
    • 27 Mayıs bir darbe olarak başlamış ama bir demokratik devrime dönüşmüştür. Karşı devrimciler 1961 anayasasından memnun kalmamışlar ve kısa zamanda onu yok etmenin yolunu bulmuşlardır.
    • CHP’nin korkak kadroları başta olmak üzere bugün tarihi çarpıtanlarla baş başayız. Kim ne dertse desin…27 Mayıs bir aydınlanma ve uygarlık savaşıdır. Süregelen bu savaşı mutlaka akıldan, bilimden, halktan, emekten yana olanlar kazanacaktır.
    27 MAYIS BİZE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ, SOL AÇILIMINI GETİRDİ
    İnsan hakları, emekçi hakları, gelir dağılımı neredeyse ilk kez tartışılır oldu. Nazım Hikmeti ilk kez dergilerde okumaya başladık. Türk halkı onun bir vatan haini olmadığını, 27 Mayıstan sonra öğrenebilmiştir. Yön dergisi halka çok şey vermiş  ve onlara ülkeleri hakkında düşünmeyi, soru sormayı öğretmiştir. Evet, bu yönetim hakkında söylenecek daha pek çok şey var. Bazı CHP milletvekillerinin geçen yıllarda Tansel Çölaşan’ın açıklamaları üzerine 27 Mayısı bir devrim değil, bir cunta darbesi olarak yorumlayanlara katıldığını izlemiştik.
     

    Onlar Mehmet Metiner ve Taha Akyol’dan esinlenmiş olamazlar. 27 Mayıs bir darbe olarak başlamış ama bir demokratik devrime dönüşmüştür. Bir ülkeyi yönetmek kolay değil.

    Devrim, halkın büyük çoğunluğunun yararına olan eylem ve değişim için yapılan nitelemedir.  Ama bu askeri yönetim 147’liler olayı gibi büyük yanlışlıklar yapmaktan geri duramamıştır. Karşı devrimciler 1961 anayasasından memnun kalmamışlar ve kısa zamanda onu yok etmenin yolunu bulmuşlardır.

  •  
  • Geçen yıllarda Yargıtay başsavcısının açtığı dava nedeni ile halkın desteğine, halkın egemenliğine ve iradesine başvuranlar ve TV konuşmacılarının çoğunluğu 60 yılı aşan bir süreden beri o halkın nasıl elinin kolunun bağlandığını, eğitimden yoksun bırakıldığı  ve egemenlik hakkını kullanmaktan nasıl alıkoyulduğunu görmezden ve bilmezden geliyorlardı.