24 Haziran Sonrası Faturayı Sen Ödeyeceksin

24 Haziran Sonrası Faturayı Sen Ödeyeceksin

Şunu peşinen söylemem gerekir: Bu seçim ne baskın, nede gümrükten mal kaçırma seçimidir. Bu seçim, emeğin emekçinin haklarının elinden alınması için projelendirilmiş bir seçimdir. D

24 Haziran Sonrası Faturayı Sen Ödeyeceksin

Şunu peşinen söylemem gerekir: Bu seçim ne baskın, nede gümrükten mal kaçırma seçimidir. Bu seçim, emeğin emekçinin haklarının elinden alınması için projelendirilmiş bir seçimdir. Demokrasinin yok edilmesi ve insan haklarının gasp edilmesi için planlanmış bir seçimdir. ABD’lilerin askerimizin başına çuval geçirmesini gören ve sesini çıkaramayanların, esinlenerek ülkenin ve yurttaşların bu sefer başına çuvalı geçireceği seçimidir. “OHAL, BU HAL” seçimidir. Devletin içinde ki, hakim güçlerin egemenliğinde, ülkenin yok oluşunun veya var oluşunun seçimidir.
 
Ana muhalefet zevatının zırvalaması, ilçe başkanlarının ağlayıp sızlamasına aldırmıyorum. Ben kürsülerden defalarca söyledim, uyarı yazıları yazdım” sen ana muhalefet partisiysen, bugün seçimden çıktıysan, yarın seçim yapılacakmış gibi çalışman lazım, her an seçime hazır olman lazım” şimdi bana kimse bahanenin fotoğrafını çekmesin.
 
Esas gümbürtü 24 Hazirandan sonra kopacak. 15.5 yıllık iktidar olanlardan köklü bir değişiklik yapmalarını, ileri dönük bir atım atmalarını bekleyenler “FIRTINANIN KOPMASINI” beklesinler. Bu kafalar kazanırsa gelecek karanlık bir tünel olacak, gökyüzünün mavisi karanlık, yıldızlar sönük, ağaçlar kökünden sökülmüş, dereler akmayacak, ırmaklar kurumuş olacak. Dağlar ağlayacak, kuşların sesine hasret kalacağız, fabrikaların yerinde AVM’ler yükselirken, sermayedarların cepleri kabaracak, yandaşlar semirecek. Her şeyden önemlisi AKP eliyle ayaklar altına alınan yargı, hukuk daha da tekeleşerek, katmerleşecek, adaletin yerini tek adam diktatörlüğüne bırakacak. Hak aramak, haksızlığa karşı çıkmak ise en ağır bedellerle ödenecek.  Halkımız haysiyetli bir dik duruş, istikrarlı bir diplomasi, adaletli bir icraat sergilemeyenlere karşı aynı safta birleşmezse yandığımız gün o gün olacak. Her taraf şaibe, rüşvet, yolsuzluk, iltimas, kayırmacılık kokuyor, açlık, yoksulluk kol geziyor, bunları gördüğümüz ve işittiğimiz halde karar vermemiz neden zor?
 
Bu iktidarın kara kaplı defteri açılmaya görsün, ortada kabarık, kesilmesi beklenen hesap var. 24 Haziran sonrası kazananda, kaybedende faturayı ödemeyecek. Fatura vatandaşa iadesiz havale edecekler. Hesabı birileri değil vatandaş sen ödeyeceksin. Halk olarak hepimiz bugünü arar olacağız, bir kesimimiz yurdundan edilecek, işkencelerden geçecek. İktidar yüreklice manifesto hazırlamış.15,5 yıl sonra yapmadıklarını yapacakmış veya yaptığı yanlışları düzeltecekmiş. Bunlar kafa karıştırmakta maharetliler. Konuştukça zannediyoruz başkaları ülkeyi yakmış, başkaları işin içinden çıkılamayacak bu durumu yaratmış ve AKP hiç iktidar olmamış. Zannedersiniz ki, muhalefet el ele vermiş gazeteleri, televizyonları partileştirmiş, kalemleri satın almış. Dini siyasallaştırmış, emekliyi bir çaya muhtaç bırakmış. Bizim haberimiz YOK! Muhalefet bu, gazetecileri tutuklatmış, öğrencileri hapse atmış günahın en alasını işlemiş. AKP’liler ise “Melek” kardeşi kardeşe düşürenler değiller.
 
Gözümüzün içine bakarak beyaz ekranlar yayın yapıyor AKP’liler Emperyalist güçlerle büyük bir savaşın içindeler, İsrail’le uyumlu bir düzen kurmamışlar. ABD’li faşistlerle resim çekmek için devletin uçağını kullanmamış, FETÖ ile kol kola olmamışlar. Yine zannedersiniz ki muhalefet partileri halkın vergileri ile yayın yapan TRT’yi AKP’nin borazanı yapmışlar, yandaş kanalları sömürü düzenine, kapitalist düzene, emperyalist ABD’ye, AB’ye, ve NATO’ya hizmetkar yapmışlar.
 
Bugün AKP-MHP ittifakı var. Ancak asıl ittifaklar seçimlerden sonra olacaktır. Bakalım bu seçimler sonrası bir zamanların Numan’ı, Soylusu, Bahçeli’si gibi AKP karşıtı olanlardan kimler AKP’nin kervanına katılacak, Firavunlaşacak… Şimdiden söyleyecekleri söz belli: “Ulusal çıkarlarımız”
 
24 Haziran seçimi, Cumhuriyet ve demokrasinin var olması adaletin inşası seçimidir. 24 Haziran gelmeden emareleri geldi bile. AKP’liler şu mesajı vermeye başladılar: “Hey, bana bak! Eğer adaylaşmak için oy verirsen, milliyetçilik silâhını kuşanır, operasyon yaparız, “FETÖ” terör örgütünün uzantısı’ sayarız. Önemli olan bizim iktidarımızdır, senin varlığının önemi yok, siyasi geleceğimiz için size dünya’yı dar ederim.
Bugün bu rejime temelden hayır diyen sosyalistlerdir. Her hangi bir muhalefet partisi bu düzeni değiştireceğim diyemiyor, demiyor...

Sosyalist olan ve sol düşünce sahibi olanlar, sermaye düzeninin onarılmasını değil, bu faşist düzeni değiştirme mücadelesini verir, veriyor da. Hiçbir devrimci bu gerici, emek düşmanı sermaye düzeninin yaşamasını kabullenmez! Biz solcuyuz, gericiliğe karşıyız, laiklikten yanayız, sermaye düzenin, emek düşmanlarının dostları değiliz… Sırf AKP’ye muhalifi diye, bu düzeni savunanlara sevgiyle, saygıyla yaklaşmayız ve onlara iyi niyet beslemeyiz! Farkımız var elbette… Biz bu düzeni değiştirmek için alanlardayız, birileri de bu düzenden nemalanmak için iktidar olmak peşindedir. Her şeyin evrimleştiği, değiştiği gibi bu düzende değişecek… Ancak, inanarak söylüyorum…
AKP faşizminin ve iktidarının, güneşin battığı güzellikte batmasını beklemiyorum, ama batacak. AKP’nin batışı muhteşem olacak…