Sorulması gerekenleri sormalıyız, 1 Mayıs için Saraçhane meydanından gazlananlar, gözaltına alınanlar, devrim şarkısı söyleyenler çok beklediler bir türlü okunamayan 1 Mayıs şarkısını… Ya diğerleri korkup kaçanlar ve resim karesine girmek için alana gelen düzenin uşakları ile bu işler olmaz! Yapılacak eylem ancak böyle kırılır. Gözaltına alınanlar, gazlananlar unutulmamalı bizleri Saraçhane’ye çağıranlara hesap kesilmeli.
Taksim’e çıkmak için, Hacı Bektaş Veli, Felsefesi ile yollara düşen emekçiler “Ellerin kabesi var benim kabem insandır!” şiarı ile Saraçhane meydanında toplantılar. Ama onları Hacı Bektaş Veli, Felsefesinden nasiplenmeyenler, Pir Sultan’ın direnişinden esinlenmeyenler Saraçhane meydanın terk ederek kadercilik oynadılar. Emek sınıfının kutsalı elbette şehitler verdiğimiz Taksim’dir. İşçiler, emekçiler; Taksim’de 1 Mayıs emeğin bayramını kutlayamadıkları bayram bayram olmaz. Kutsalları olan Taksim, katledilen yoldaşlarını anmak için az sayıda emekçi ve sol partililer Saraçhane surlarında inatla direnirken CHP genel Başkanı ve İBB Başkanı havasını attı, 1 Mayıs mitingi tertip komitesinde yer alan DİSK, KESK, TMOBB ve TTB yürüyüşten çekildik kararını açıkladılar ve ihanetleri bir güzel yuhalandı.
1 Mayıs mitingi tertip komitesi, kendi sınıfının işçi sınıfı olduğunu halen daha anlamamış. Komite sermaye sınıfı temsilcileri gibi yol haritası çizerek, emeğin savunuculuğunu bırakarak topluca alanı terk ettiler. Siz bunlardan solcu yaratamazsınız. Emeğin, emekçinin tabanı işçi sınıfı, dayandığı güç örgütlü olduğu sendikalar, iktidar olma iddiası olan CHP diğerleri gibi sözünde durmadığı gibi alana çağırdığı kitleleri her zaman olduğu gibi devletin hakim güçleri ile başbaşa bıraktı. “Kalan sağlar bizimdir” dedi.
Gelelim Çarşambanın sertleşenlerine ve işçiyi gazlandıranlarına, Perşembenin yumuşaklarına… Anayasa mahkemesi kararı ile Taksim serbest, Sarayın egemeni ne anayasa ne baba yasa tanımadan yine yasakçı tavrını Çarşamba uyguladı. O saraylı, Suriyelilere Taksim’i serbest, Cemaat ve tarikatlara en son eylem yapılacak yer olan Unkapanı’nı açarak yumuşaklık göstermişti.
Özgür Özel, Sazan mı, sermayenin uşağımı? Anayasayı tanımayan, anayasa mahkemesinin kararlarını yok sayan, birisiyle görüşmek hesapları altüst etti. Özgür, ve işçi sınıfı Çarşamba sertlik gördü, CHP'liler ve halkımız Perşembe yapılan ERDOĞAN- ÖZEL görüşmesinden normalleşme beklemesi hayalden ödeye birşey olmayacak…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, Ümit Özdağ’la yapılan gizli anlaşmada “Eğer Faşizmle işçi sınıfı arasında tercih yapmak gerekirse ben faşizmden yana tavır alırım” diyenlerle dostluğu olanlara emeğin bayramı elbette yakışmaz.
İMAMIN OĞLUNA, mazbata"nın verilmemesindeki direnişi gibi 2024 teki 1.Mayısından"da bence aynı direniş sergilenmesini elbette çok isterdik ama bu direnişi göstermesi gerekenler gizli bir anlaşmamı yoksa hangi gerekçe ile alanı terk ettiler. Elbette bunlar sorgulanmalıdır.