Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı ikiye böldük. Görevlerini devreden bakanlarımıza ülkemize yaptıkları hizmetler için şükran sunuyorum. Bu arkadaşlarımızla ilgili yürütülen linç kampanyalarını kınıyorum. Kendilerini şükranla hatırlayacak, gerektiğinde bilgilerinden istifade edeceğiz.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüştük. Yarın Cenevre'de gerçekleştirilecek toplantıyı ele aldık. İki devletli çözüm vizyonunu gündeme getireceğiz. Biz de bu vizyona tam destek vereceğiz. Kıbrıs'ı çözümsüzlüğe mahkum etmeye çalışan zihniyete müsamaha göstermeyeceğiz. Sonuç ne olursa olsun Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimizin yanında yer alacağız.
PKK/YPG'nin Kuzey Irak'taki fesat yuvalarına operasyon başlattık. 2015 yılından itibaren terörle mücadelede yeni bir döneme geçtik. Teröristlerin burnumuzun dibine gelip eylem yapmasını beklemeden inlerine gireceğimizi tüm dünyaya duyurduk. Hem sınır ötesi hem de yurt içi operasyonlar gerçekleştirdik.
Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım bu bilinçle yürütülmektedir. Cumartesi günü harekat merkezine bağlanarak askerimize başarı temennilerimizi ifade ettik. Irak ve Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinin tacizlerinden tamamen kurtardığımızı gibi herhangi bir oluşuma da izin vermeyeceğiz. Kararlılığımızı hala anlamayanlar varsa da hakikatleri siyasi olarak kabul ettireceğiz.
İki şehidimiz var. Allah'tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.
Ülkemizin milletimizin bekası için kimin ne dediğine bakmadan kararlılığımızı sürdüreceğiz. Allah kahraman Mehmetçiğimizin yardımcısı olsun.
Biden mesnetsiz, haksız ve hakikate aykırı ifadeler kullanmıştır. Bu ifadeler bizi ziyadesiyle üzmüştür. Açıklamalardaki ifadelere baskılar ile yer verildiğini düşünüyoruz. Bu durum iki ülke arasıdnaki yıkıcı etkileri ortadan kaldırmıyor.
Türkiye olarak, tarihte olan acıların yarıştırılmasını insani bulmuyoruz. Şayet böyle bir yarış olacaksa vicdanı rahat çıkacak tek milletin biz olduğunu hatırlatıyoruz. ABD ve Avrupa başta olmak üzere böyle ithamlarda bulunanların kendi tarihleri
Biden mesnetsiz, haksız ve hakikate aykırı ifadeler kullanmıştır. Bu ifadeler bizi ziyadesiyle üzmüştür. Açıklamalardaki ifadelere baskılar ile yer verildiğini düşünüyoruz. Bu durum iki ülke arasındaki yıkıcı etkileri ortadan kaldırmıyor.
Türkiye olarak, tarihte olan acıların yarıştırılmasını insani bulmuyoruz. Şayet böyle bir yarış olacaksa vicdanı rahat çıkacak tek milletin biz olduğunu hatırlatıyoruz.
Milletimizin yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Bunu biz değil Batılı tarihçiler söylüyor. Bu 10 milyon kişi ile ilgili iddialara dair hikaye veya kanıt bulamazsınız. Sadece dedelerin torunlarına anlattıkları acı hatıraları vardır. Türkiye olarak kendi acılarımızı istismar etme gayretine girmedik. Bizim acılarımızı yüreğimize gömüp ileriye bakma erdemimizi birileri yanlış anlıyor. Biz hala en başta söylediğimiz yerdeyiz. Tarihteki olayların ortaya çıkarılması tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifine hala bir cevap alamadık. Kendi arşivlerimizi açma taahütünde bulunduk. Ama hala ses çıkmadı. İddia sahipleri gerçeklerin peşinde koşmak yerine siyaset peşinde koşması işin aslını göstermektedir.
Sayıları milyonla ifade edilen Türk ve Kürt nüfusları, Ermeni çeteler tarafından katledilmiştir. 24 Nisan Ermeni çetelerin reislerinin tutuklandıkları gündür. Aslında bu günde insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır.
Ben belgelerle konuşuyorum. Sayın Biden gibi konuşmuyorum. Kendisi neye dayanarak konuşuyor bilmiyorum. Buyursunlar gelsinler, arşivleri incelesinler. Acaba ABD ve Avrupa arşivlerinde bunlar var mı? Açabiliyorlar mı? Biz açıyoruz. Buyrun "hodri meydan" diyoruz.
ABD'nin raporlarında bile 600 bin kişi sevk edilmiş olarak nitelendirilmektedir ki bu rakam bile fazladır. Bu süreçte hayatını kaybedenlerin sayısının 150 bini bulmadığı bilinmektedir. Bunu Ermeni tarihçiler bile itiraf ediyor. Kayıpların çoğu cephelerde yaşanmıştır. Osmanlı, Ermenileri başka yere göndermemiştir, kendi toprakları içinde yer değiştirmiştir. Suriye, Lübnan, Ürdün gibi yerlere gönderilen Ermenilerin bir kısmı zaman içinde ABD'ye göçmüştür. Ermeni yalanlarını destekleyen çevreler, kendi tarihlerindeki utançları örtmenin peşindeler.
Ülkemizde katledilen Türklere ait toplu mezarlar bulabilirsiniz ama hiçbir yerde Ermeni toplu mezarı bulamazsınız. İstanbul'da şu anda 350 bin Ermeni yaşamaktadır. Herhalde insanlar katledildikleri, soykırıma uğradıkları bir yere gönüllü olarak dönmezler Sayın Biden!
Dağlık Karabağ ve Azerbaycan şehirlerinde yapılanlar da ortadadır. Buradan sesleniyorum: Sayın Biden, Minsk üçlüsünde kim vardı? ABD, Rusya, Fransa... 30 yıldır bu işgalden kurtarmadınız oradaki insanları. Ne yazık ki 1 milyonu aşkın Azeri kardeşim hicret etmek zorunda kaldı. Bütün Karabağ, yakıldı ve yıkıldı. Eğer soykırım diyorsanız, kendinizi aynaya bakıp değerlendirmeniz lazım. Kızılderilileri zaten söylememe gerek yok. Onların her şeyi ortada. Bunların tamamı ortadayken siz kalkıp da Türk milletine soykırım yaftasını yapıştıramazsınız.
Soykırım kavramı, geriye doğru işletilmeyecek şekilde 1948 yılından sonraki olaylar için kullanılabilir.
Salgın dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Salgın krizini ülkemiz ve milletimiz için en hayırlı şekliyle yönetmeye çalışıyoruz. Sağlık hizmetlerinde çok şükür bir sıkıntı yaşamıyoruz.
Artan vaka ve vefat sayıları bizi tedbirleri artırmaya mecbur bırakmıştır. Ramazan Bayramı'nın ardından hayatımızı kolaylaştırmak için rakamların çok daha aşağı düşmesi şarttır.
Avrupa'nın açılma sürecine girdiği dönemde bizim geri kalmamamız için vaka sayılarını 5 binin altına indirmeliyiz. Aksi takdirde her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya kalacağız.
Özel hastanelerde yoğun bakım ve aşı hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler alıyoruz. Hukuken bu hizmet için hiçbir ücret talep edilemez. Bu taleple karşılaşan vatandaşlarımızı Bakanlığımıza ve SGK'ya bildirirlerse derhal işlemler yapılacaktır. Salgın başladığından beri hizmet veren muhtarlarımızın aşı sürecinin başlayacağını duyuruyorum.
29 Nisan 2021 saat 19.00'dan başlayıp 17 Mayıs saat 05.00'e kadar tam kapanmaya geçiyoruz. Bu tarihler arasında kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak. Bakanlık Genelgesi'nde yer alan alanlarda istisna tutulan işyerleri hariç tüm iş yerleri faaliyetlerine son verecek.
Yemek servisleri sadece paket servis olarak hizmet verecektir. zincir marketler pazar günü kapalı olacak. Diğer günler hizmet vermeyi sürdürecek.
Şehirlerler arası toplu ulaşım kısıtlanacak. Yüzde 50 hizmet verecek.
Konaklama hizmetleri artık kısıtlamaya istisna teşkil etmeyecektir.
Kamu kurumlarındaki personeller uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya yönlendirilecektir.
Anaokulu, kreş 8 ve 12. sınıflar dahil yüz yüze eğitimlere ara verilmiştir. tüm sınavlar ertelenmiştir.