İŞ KAZASI VE İŞVERENLERİN SORUMLULUKLARI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 2010 ve 2011 yıllarında 134 bin 718 iş kazası meydana geldiğini belirterek, bu kazalarda 132 bin 814 kişinin yaralandığını, bin 904 kişinin ise hayatını kaybettiğini bildirdi.Ne kadar üzücü bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzun acaba ne zaman farkına varacağız? İşçilerimiz güç birliği yaparak TEK YUMRUK olmadıkları sürece maalesef bu üzücü hadiseler artarak devam edecektir.
5510 sayılı kanunumuzun 13. Maddesine göreiş kazası; meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olay iş kazası olarak adlandırılmaktadır. Aşağıda belirtilmiş olan yerlerde meydana gelen olaylar iş kazası kapsamında değerlendirilmekdir
a) İş yerinde bulunduğu sırada
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla
c) Görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeni ile asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda
d) Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatına tabi olup olmadığına bakılmaksızın yine bu mevzuatta belirtilen sürelerde çocuğuna süt vermek
için ayrılan zamanlarda,
.
e) İşverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş – geliş sırasında ,
İş kazası veya Meslek hastalığının, işverenin kastı veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi sonucu meydana gelmesi durumunda, işveren sorumlu hale gelmektedir. İş kazası veya meslek hastalığına işverenin bilerek ve isteyerek hukuka aykırı eylemleri ile meydana gelmesi olayı KASIT olarak nitelendirilmektedir. Bu gibi durumlarda iş kazası veya meslek hastalığı geçirmiş olan sigortalıya veya hak sahiplerine kurum tarafından yapılması gereken ödemeler, ilgili kurum tarafından işverenden tahsil edilmektedir.
İş kazası, 5510 sayılı kanunun 13. Maddesine göre işverenler tarafından kazanın olduğu yerdeki kolluk kuvvetlerine derhal, kuruma ise en geç kazadan sonraki üç gün içerisinde bildirilmesi gerekmektedir. İlgili madde gereği zamanında bildirim yapılmaması durumunda; bildirimin kuruma yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği kurum tarafından işverenden tahsil edilmektedir. Eğer iş kazası işverenin kontrolü dışında bulunan herhangi bir yerde meydana gelmesi durumunda; iş kazası ile ilgili bildirim süresi üç gündür.
İşverenin sorumluluğunun tespitinde KAÇINILMAZLIK ilkesi dikkate alınmaktadır. İş Kazasının meydana geldiği tarihte tüm bilimsel ve teknik yasalar gereğince önlemlerin alınmasına rağmen iş kazasının meydana gelmesinin engellenememesidir. Şayet işveren tarafından alınması gerekli bir önlemin alınmaması sonucunda iş kazası meydana gelmiş ise; bu durumda KAÇINILMAZLIK ilkesinden söz etmek mümkün değildir.
Süresinde bildirimde bulunulmaması durumunda; Yani sigortasız ve kaçak olarak çalıştırılan bir işçinin iş kazası geçirmesi durumunda, bu durumun ilgili kurum tarafından tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası sonucu ilgililere ödenecek olan ödenekler kurumca ödenerek daha sonra işverenden ayrıca tahsil edilmektedir.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz konuları birkaç örnek ile pekiştirmenin daha faydalı olacağı kanısındayım. Lütfen örnekleri okurken kendimizi iş kazası geçirmiş olan yurttaşlarımızın yakınları olduğumuzu düşünelim.
ÖRNEK 1 )11 MART 2012 tarihinde meydana gelen ve 11 yurttaşımızın hayatını kaybetmiş olduğu olay sonucunda ;
a) Bu olay KAZA DEĞİL fakat KADER diyerek açıklama yapan Ç.S.G.Bakanı Faruk ÇELİK
b) Esenyurt ilçesinde meydana gelen bu feci iş kazasında yaşamlarını yitiren 2 yurttaşımızın SİGORTALI İŞE GİRİŞ BİLDİRGELERİNİN veriliş tarihinin 11 MART 2012 olmasında sorumlulukları bulunan; işverenler ( ana firma ve Taşeron firma ) ve Denetim görevini yerine getirmeyen Kamu kurumları
c) Maden ocaklarında yapılmış olan özelleştirmeler sonucunda Kamu kurumları tarafından denetim mekanizmasının yeterince çalıştırılmaması sebebi ile meydana gelen iş kazalarında yurttaşlarımızın hayatlarını kaybetmelerine sebep olanlar,
Kendilerini bu yurttaşlarımızın ve onların ailelerinin yerlerine koyduklarında; acaba bu olay KAZA DEĞİLAMA KADER cümlesini kullanabilecekler mi ? Şayet bu cümleyi kullananlara, anlamlı bir söz ile cevap vermek gerekmez mi? Tedbir takdiri bozmaz
diye de tedbiri elden bırakmak hiç olmaz. Tedbir alıp tevekkül edelim; takdir Allah 'tandır.
NOT: Umarım yukarıda belirtmiş olduğum hususlarda ESENLER BELEDİYE BAŞKANLIĞI Çinçin Deresi caddesi üzerinde yaptırmakta olduğu 25 – 30 yıllık binaların SADECE DIŞ CEPHE giydirme çalışmalarını yapan firmaları; İş Sağlığı ve Güvenliği kuralları çerçevesinde denetlemelerini yaparlar. Şu ana kadar yapıldığını hiç zannetmiyorum, Her halde bu denetimlerin yapılması için Sn. Mehmet Teyfik GÖKSU, Esenyurt ve Zonguldak gibi yerlerde meydana gelen ve yurttaşlarımızın ölümü ile sonuçlanan bazı olayların ilçemizde olmasını bekliyor.
Saygılarımla