Esenler Belediyesi Alevileri Yok Sayıyor

 Esenler Belediyesi Alevileri Yok Sayıyor

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Tokat Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Muharrem Erkan Ramazan ayı münasebetiyle Esenler'deki alevi derneklerini ziyaret ederek Ramazan ayının dayan



Esenler Belediyesi Alevileri Yok Sayıyor

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Tokat Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Muharrem Erkan Ramazan ayı münasebetiyle Esenler deki alevi derneklerini ziyaret ederek Ramazan ayının dayanışma, barış ve kardeşlik getirmesi dileklerinde bulundu.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkan, Esenler Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Nadir Çatar’la Dernek Merkezi'nde yaptığı görüşmenin ardında Cumhuriyet Meydanı'nda kurulan hemşeri dernekleri stantlarını gezdi. Daha sonra gazetemizi ziyaret ederek açıklamalarda bulundu.
 
Alevi kardeşlerimiz vergilerini vermiyor mu?
Erkan, "İnsanları birbirinden ayırmamak gerekir, Aleviliğin olmazsa olmazlarından biri ayrımcılık ve Irkçılık yapmamaktır. Maalesef Esenler'de böyle bir anlayışın olmadığını gördüm ve üzüldüm. Sayın Belediye Başkanı Esenler’de yaşayan tüm vatandaşların Başkanı olarak görev yapmalıdır. Alevilerin de bu ülkede ekonomik olarak inançlarına pay, dedelerine aylık istememelerine rağmen yok sayılıyorlar. Esenler’deki Aleviler yoğun olarak oturdukları mahallelerde ve bölgelerde yapılan imar planlarında yer olmadığından Cemevi yeri ayrılmadığını söylediler. Beki Esenler'de yaşayan yüz yüzelli bin Alevi kardeşimiz vergisini vermiyor mu? Buradaki esnaftan alış verişini yapmıyor mu? O zaman Alevi vatandaşlarımızın haklı talepleri olan ibadet yerlerini de yapmak onlara bu konuda destek sağlamak bu ilçeyi yönetenlerin vazifesi değil midir . Sadece kuru kuruya ben seni seviyorum demekle bu işler olmaz. Ali’yi sevmek Alevileri sevmek, insanları sevmek, doğayı sevmektir.
 
Aleviler yönetenlerden sadaka istemiyorlar, hakları olanı istiyorlar
Şimdi bu ilçeyi yönetenler kendilerine Müslüman diyorlar. O zaman kendilerine sormak gerekiyor bu nasıl Müslümanlık. Kul hakkı yiyorsunuz. “Yaradan, Ne ile gelirsen gel kul hakkı ile gelme” diyorsa sende buna uymuyorsan vay senin haline, senin Müslümanlığına. Su parası mı vermedik, elektrik parası mı ödemedik. Herşeyi bir kenara bırakın Belediye olarak nüfus sayısı bildirerek iller bankasından bu yüz bine yakın alevinin adına ödenek almıyor musunuz? Bu konulara sesiz kalmamalıyız. Sesiz kalanlar ise dilsiz şeytandır. Aleviler yönetenlerden sadaka istemiyorlar hakları olanı istiyorlar. Biz elimize, belimize, dilimize sadık bir inanç geleneğinden gelenleriz. Biz ırk, din, dil, mezhep ayrımı gözetmeden insana ve insanlığa hizmet etmeyi görev biliriz. Bizleri görüşlerimizden dolayı yok sayıyorlar, ötekileştiriyorlar, hatta katlediyorlar.
 
Devletin dini olmasın, insanların dini olsun.
Belediye başkanı Alevilerin seslerine kulak vererek acilen Esenlere bir Çemevi yeri tahsis ederek gereğini yapmalıdır. Bize birilerinin nasıl ibadet yapacağımızı söyleme hakkı olmadığı gibi haddine de değildir. Veya bize kimse din öğretmeye kalkışmasın. Zorunlu bir din dersi “ucube” uygulaması getirdiler. Yetmez diyerek her sokak başına bir kuran kursu açtılar. Bırakın insanları özgür, bırakın insanlar özgür iradeleri ile inandıkları gibi ibadet yapsınlar. Sizin göreviniz ise yapılan talepleri yerine getirmektir. Devletin dini olmasın, insanların dini olsun. Siz kim oluyorsunuz da bizim inancımıza saygısızlık yapıyorsunuz. Bizim ibadet yapacağımız cemevinin ibadet yeri olup olmayacağına karar verebiliyorsunuz. Mevcut iktidar her şeye karışır oldu.
 
STK’ lar düşüncelerini, fikirlerini özgürce söylemek için vardırlar
Bir meclis üyesi hangi derneğin siyasallaştığına veya siyasallaşmadığına karar veriyor ve diyor “bizler dernekler arasında ayrım yapmayız” bu çelişki değil de nedir? Bu arkadaş ne demokrasiden nede sivil toplum örgütlerinden bir şey anlamıyor. Demokratik sistemlerde demokratik toplum örgütleri olur, bu örgütler düşüncelerini, fikirlerini özgürce söylemek için vardılar. Ve bu düşüncelerini siyasi iktidarlara dikte ederler, sorunlarının çözümü için baskı kurarlar. Onun için bu dernekler kimsenin arka bahçesi değiller, elbette siyasaldırlar ve siyaset yapama hakları vardır. Yani siyasi olmayan bir dernek yoktur. Bu kadar baskı iyi değildir. Bir gün bu baskılar bir yerde patlar ve şiddet olur, sorumluları da baskı yapanlar olmuş olur. Şunu iyi bilsinler biz Aleviler zulme karşı olduğumuz gibi baskılara da şiddete de karşıyız. Bizler inançlara, insan haklarına ve Özgürlüklere saygılıyız, yönetenlerinde bu değerlere saygılı olmasını onlardan bekliyoruz. Bizler devletimize bir zeval gelmesin diye mücadele verirken birileri de zeval getiriyorsa buna da sesiz kalamayız.
 
Ben İstanbul’da değişik ilçelerde incelemeler de bulunuyorum, gezdiğim ilçelerde çok değişik olaylarla karşılaştım. Bakınız Eyüp ilçesi de AKP’li bir belediyenin elinde. Bu belediye gurur yapmadı ve Alevilere cemevi yaptı, Esenler'de neden yok. Esenler Belediyesi gibi olan belediyenin seçilmiş yöneticiler aslında devlete zülüm yapıyorlar. Vatandaşlarımızı devletten soğutuyorlar. Ben bunu vatan hainliği ile eşdeğer görüyorum. Neden diyecek olursanız bu devlete ve millete yapılan en büyük zulümdür. Bir insanı yaşamış olduğu coğrafyada gayri safi Milli hâsılada verdiği vergi ile beraber Aleviler Misakı Milli sınırları içinde ki bu devlet yapılanması ve TC’nin ve kurucusu M.Kemal Atatürk’ün kurduğu bu devlet yapılanması içinde insanları kötü düşüncelere sevk eden ve maruz bırakan insanlara bu yapılan en büyük zulümdür. Birileri çıkıp diye bilir ki gezi direnişinde neden aleviler çoğunluktaydı, peki sormazlar mı siz Alevilerin sorunları üzerinde hangi projeleri hazırladınız. Neden kendinizden hata aramıyorsunuz. Şimdi soruyorum o Asker ve O polise yargısız infaz yaparken niçin gerekli adımları atmadınız. Peki, alanlarda Rabia içim gözyaşı dökerken Cemevinin bahçesinde polis tarafında katledilen suçsuz günahsız Uğur Kurt yanı sıra Gezi direnişi sırasında katledilen sizin vatandaşınız değil miydi? Ki veriyorsun gazı veriyorsun kurşunu peki nerde kaldı bu sözüm ona ileri demokrasi.
 
Sonuç itibarı ile bizim düşüncemiz şu Din Allah ile kul arasındadır, Devletin dini olmaz, Devlet soyut bir kavramdır. Fiziksel olarak elle tutulan gözle görülen bir şey değildir. Devlet dediğin kurum kuruluş ve hukuk sistemi ile vardır. Devlet varsa burada Camii, Cemevi, Kilise, havra, Sinagog için yatırım yapmasın devlet vatandaşa hizmet edeceği yol, hastane, okul ve diğer hizmet noktalarına yatırım yapsın istiyoruz” ifadelerinde bulundu. .