“1 Mayıs” İçin Emekçiler Taksimi Zorladı
İstanbul’da 1 Mayıs’a Su ve Gaz Sıkıp Zehir Saçtılar
1 Mayıs’a bütün yollar kapalıydı.
Metrobüsler, otobüsler, tramvaylar durmuş olarak abluka altına alınmış bir kent görüntüsü vardı. Galata ve Unkapanı köprüleri ulaşımı engellemek için trafiği kapatıldı.
Beşiktaş,Barbaros Bulvarı
Barbaros Bulvarı’ndan aşağı doğru hareketlenen gruplara gaz bombası ve tazyikli su ile ATV binasına kadar geri püskürttü. Ara sokaklara dağılan halk tekrar caddeye geri dönerek taşlı sopalı karşı cevap verdiler. Gruplar çoğalınca su sıkan araçlarda renkli su ile göstericilere sert bir şekilde müdahale etti. Halkevleri,TÜMTİS,KESK,Halk Cephesi,Çarşı,EMEP,ÖDP,CHP,Feministler vardı. CHP İstanbul İl Genel Meclis üyesi,İstanbul İl Başkanı,CHP genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin,Umut Oran etkilendiler. Polisin arkasında olayları izleyen gazetecilerden birinin üzerine taş isabet etti.Dört vatandaş ciddi şekilde gazdan etkilendi.CHP il Örğütünün Otobüsünden anons yapıldı acil sağlık hizmeti için anonssa yarım saatlik geçikmeyle ambulanslar gelerek müdahale edildi. Gazdan etkilenen vatandaşlar hastaneye kaldırıldı.Birinin kalp krızi geçirdiği anlaşıldı.
Mecidiyeköy Meydanı ve Şişli
Sabah erken saatlerde Mecidiyeköy Meydanı’nda Levent ve Çağlayan tarafından gelen grupların meydana girmesi üzerine hareketlenen polis görülmemiş bir taarruzla göstericilerin üzerine Toma’larla tazyikli, kımızı boyalı su sıktı. Arkasından gaz bombalarıyla ortalığı savaş alanına çevirdi. Göstericiler ise taşlarla karşılık verdi. Çağlayan tarafına ve Mecidiyeköy, Latilokuma doğru sıkışan göstericiler yoğun gaz bombasına maruz kaldı. İtfaiye araçları su taşıdı.
İki adım ileri bir adım ileri
Ara sokaklara doğru kaçan göstericiler tekrar toparlanarak ilerlemeye başlayınca polis tekrar harekete geçti. Göstericiler zor anlar yaşattı. Gazdan göz gözü görmez oldu. Bu durumu kenardan seyredenler bile rahatsızlığını gizleyemediler.
-Bunlar işgal kuvvetleri mi? Diye bağırdı.
Göstericiler ısrarlı ve inatçı bir şekilde tekrar ortaya çıkınca polis her koldan göstericilerin üzerine yürüyerek bir çok insanın gazda etkilenmesine, yaralanmasına, zor durumda kalmasına neden oldu.
Bir grup Abide-i Hürriyet Caddesi’nde bir kafe önünde oturmuş göstericilere karşı polisin şiddetine bakarak bir şöyle dedi.
-Kurtuluş Savaşı’nda cepheye kağnılarla cephane taşıyorlardı. Şimdi Doblolarla gaz bombası taşıyorlar.
Başka biri:
-Devlet kendi halkıyla savaşıyor.
Bütün ara sokaklar polis bariyerleriyle kesilmiş, ana caddeler geçiş mümkün değildi. Vatandaş bu duruma isyan ediyordu. Kimi işine,kimi evine,kimi hastaneye gitmek istiyor ama bir çaresizlik yaşıyordu. Polisler de kendilerine yönelik tepkilere çaresizlik,belirsizlik ve emirle iş yaptıklarını ifade ediyorlardı.
Vatandaş;
-Bu ne yahu,işgal mi var?
-Dünya aleme rezil oluyoruz.
-İstanbul’u bize dar ettiniz.
-Bu neyin savaşı?
Polis:
-Bunu göstericilere sorun?
-İsteseydiniz çoktan giderdiniz?
-Bizim de sizden farkımız yok. Emre göre hareket ediyoruz. Mesaimizin ne zaman biteceği bile belli değil.
-Aranıza göstericiler sızmış olabilir?
-Bizim bir sendikamız yok. Taksim’e yürüyenlerle bir farkımız yok.
Bunun üzerine bir vatandaş,
-Sendika var! Sendikanız var!
Mecidiyeköy’den sonra Şişli ,Sıracevizler Caddesi üzerinde hareketlenen daha büyük bir kalabalık harekete geçti. Bir ucu Sıracevizler Caddesi, bir ucu Darülacezze Caddesi üzerinde olan kitleye burada da şiddetini artıran polis,göstericileri dağıtmaya çalıştı.
Göstericiler her şeye rağmen, kavganın ortasında halaya durmayı başardılar.