Türkiye'nin pek çok kentinde yurttaşlar Newroz kutlaması için bir araya gelirken, kutlamaların İstanbul'daki adresi Yenikapı'daki miting alanı oldu. Yurttaşlar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri; "Newroz ateşiyle özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla düzenlenen kutlamalar için sloganlarla miting alanına yürüdü“Newroz ateşiyle özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla düzenlenen Newroz için İstanbul'da binlerce kişi Yenikapı miting alanında bir araya geldi.
Sabahın erken saatlerinde İstanbullular kentin her yerinden coşkuyla miting alanına aktı. Mitingde "Barış ve özgürlük" talebi öne çıktı.
Yağmur ve soğuk havaya rağmen yurttaşlar, bayraklar ve dövizlerle miting alanına geldi. Girişte sarı, kırmızı ve yeşil renkleri içeren poşu ve atkılar alana alınmadı.
İstanbullular, rengarenk kıyafetleriyle miting alanını doldurdu. Emek Partisi alana kortejle ve "Türkiye'de demokrasi, Ortadoğu'da barış! Yaşasın Newroz! Newroz pîroz be!" pankartıyla geldi.
Alanı hıncahınç dolduran yurttaşlar, taleplerini ve Newroz dileklerini dile getirdi.
Newroz’a katılan lastik işçisi Fırat Kılıç, “Newroz'a barış, özgürlük, dayanışma, demokrasi talepleriyle geldim. İnsanların ezilmeyeceği bir ülkede yaşamak için hep beraber 'Jin, jiyan, azadi' diyoruz. Amedspor atkısıyla geldim. Bize yapılan ırkçılığı asla kabul etmiyoruz. Seçimler yaklaşırken hepimiz birlik olup tek adam iktidarını sonlandırmalıyız” dedi.
Newroz alanında “Jin, jiyan, azadi” diye haykıran bir kadın, “Barış istiyoruz, özgürlük istiyoruz. Newroz bizim en mutlu günümüzdür, inşallah barış getirir. Kadınların daha fazla katledilmesini istemiyoruz” diye konuştu.
Muhsin Kılıç, “Sancaktepe'den geliyorum. Başta Selahattin Demirtaş ve Fidan Yüksekdağ olmak üzere tüm tutsak milletvekillerine özgürlük talep ediyoruz” dedi.
Fatih Koçak ise “Ben bir Kürt genciyim. Kürtlerin bayramı olan Newroz'da bu alanda bulunmamız gerekiyordu. Şartlar ve hava koşulları ne olursa olsun bugün buradayız. Bizzat deprem bölgesine giden biri olarak çok büyük acılar, kayıplar yaşadığımızı söylemem gerekiyor. Dayanışmamız hâlâ sürüyor. Birlik olduğumuzu kalabalıklarla göstermemiz gerekiyor. Birlik beraberliğimiz daim olsun. Newroz başta HDP olmak üzere Emek ve Özgürlük İttifakı için büyük bir şans oldu çünkü kocaman bir miting olacak, kocaman sesler yükseltilecek. HDP'nin kapatılma ihtimaline karşı ikinci bir yolumuz var. Onun tanıtımını yapmış olacağız” ifadelerini kullandı.
Program saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından söz alan tertip komitesi, Maraş merkezli depremlerde yaşamını yitirenleri anarak, hesaplarının sorulacağı sözünü verdi.
Newroz alanında iktidara tepki büyüktü, konuşmalar sık sık “Hükümet istifa” ve “Erdoğan istifa” sloganlarıyla bölündü.
Newroz ateşi Barış Annelerinin eliyle yakıldı. Ateşin yakılmasının ardından saygı duruşuna geçildi.
HDP İl Eş Başkanı İlknur Birol, yaklaşan seçimlerde bir devrin bitip bir devrin açılacağını söyleyerek, “Biz emekçiyiz, biz genciz, biz kadınız, biz Kürdüz, biz halkız. Bizi öldürdüklerini sandıkları her an kalkıp ayağa, yürüdük üstlerine. Şimdi de yürüyeceğiz üstlerine. 2023'ün Mart'ında, İstanbul'un tam ortasında adım adım yürüdüğümüz zaferin sözüyle büyüyeceğiz. Biz alanlarda Figen, Selahattin, Gürkan, Leyla'yız” dedi.
Depremde hayatını kaybedenleri anan Birol, “Bugün kalbimizde yas, keder ve hüzün var çünkü on binlerce yurttaşımızı bu köhnemiş düzenin, bu köhnemiş ve yıkılacak düzenin pervasızlığı sebebiyle kaybettik. Enkazlarda çığlıklar atarak öldüler. Yurtaşlarımızın hesabını sorana dek adım adım gelecek ve bu düzeninizi bitireceğiz. Yasımız, kederimiz, öfkemiz ve umudumuzla geliyoruz” diye konuştu.
Emek, Barış ve Demokrasi güçleri sahneye birlikte çıktı. Emek ve Demokrasi Güçleri adına ortak Newroz metnini ise Mesut Mike okudu.
Bu seneki Newroz'u depremlerde hayatını kaybeden yurttaşlara adadıklarını söyleyen Mike, “Yıkılan düzenin kendisidir! Yıkımların büyük olması, ölümlerin katliama dönüşmesi, düzenin tercihinin sonucudur. AKP-MHP iktidar bloğu ile vücut bulan bu zorba, faşist, gerici kapitalist düzen hayata geçirdiği talancı-rantçı politikalar bu sona sebep olmuştur. Betonlaşmaya dayalı inşaat rejimi ile, çıkardığı imar aflarıyla kentlerimizi depreme hazır hale getirecek politikaları benimsememesi ile bu yılkımın suçlusu iktidarın ta kendisidir. Bütün bunlar yetmezmiş gibi deprem sonrası ilk üç gün müdahale edilmemesi, yardıma koşan gönüllülerin ve dayanışma çalışmalarının engellenmesi daha da ağır sonuçlara yol açmıştır. Bizler emekten, demokrasiden, barıştan yana bir araya gelen tüm güçler bu katliamın hesabını mutlaka soracağız” dedi.
Newroz'un yeni gün, yeni bir yaşam olduğunu söyleyen Mike, “Tek adam rejimine, kapitalist rant düzenine karşı isyan ve mücadele günüdür. Bizler bu ülkede onurlu yurttaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Eşit, özgür ve birlikte. Haklarımızı ve özgürlüğümüzü kısıtlayan, bizleri soruşturmalar, cezaevleri, işkenceler ve katliamlarla bastırmak isteyen sisteme karşı hep birlikte kararlılıkla mücadele edeceğiz. Asla geri adım atmayacağız” diye konuştu.
Yeni günde yaşamı birlikte kuracaklarından söz eden Mike, “Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümü başta olmak üzere halkların özgürlüğünü sağlamak, demokratik bir ülke inşa etmek, sosyal adaleti sağlamak, işsizliğe, sömürüye dur demek için hep birlikte mücadele edeceğiz. Yoksulluk kıskacında olan milyonlar ile birlikte, kölelik koşullarında çalıştırılan emekçiler ile birlikte, açlıkla sınanan işsizler ile birlikte mücadele edeceğiz” dedi.
“Tecrite karşı çıkmak yaşamı savunmaktır, toplumsallaşmayı savunmaktır, ülkenin demokratikleşmesine imkân sunmaktır” diyen Mike, şöyle devam etti:
“Ülkemiz ve bölgemiz bir kez daha insanlık değerleri adına zulme, zorbalığa ve gericiliğe karşı görkemli direnişlerle karanlığa karşı aydınlık, düşman hukukuna karşı kardeşlik ve bir arada yaşam için büyük bedellerle faşizan kuşatmaları yarmaya, gericiliği püskürtmeye, sömürü çarkını parçalamaya çalışıyor. Bizler bu ülkenin onurlu yurttaşları olarak umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. 14 Mayıs seçimlerinde tek adam rejimine, faşizme ve kapitalist barbarlığa karşı özgürlüğün, eşitliğin ve kardeşliğin savaşını vereceğiz. Geleceğimiz kuşatmaya çalışan bu karanlığı dağıtacak ve aydınlık yarınları inşa edeceğiz. Newroz ateşi özgürlük için yanacaktır, kardeşlik için yanacaktır. Ezilenler geleceklerini emperyalist müdahalelerle değil kendi özgür iradeleri ile belirleyecektir. Günümüzün Dehaklarına karşı devrimci Kawalarla karşı koyacaktır. Özgür ülke, özgür Ortadoğu, özgür dünya Newroz ruhu ile yaratılacaktır.”
Daha sonra 2023 Newroz’u siyasi parti liderlerinin konuşmalarıyla devam etti.
İlk sözü alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan Newroz'un halklar için önemine değinerek, “Newroz kötülüklere karşı, baskılara karşı, şiddete karşı, hukuksuzluklara karşı, Türkiye halklarının, Kürtlerin, Türklerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Boşnakların, bu ülkede baskı altında yaşayan, şiddet gören, haksızlığa hukuksuzluğa maruz kalan tüm kimliklerin, tüm inançların bir arada sesini yükselttiği gündür. İşte bunun için bugün tüm halkımıza, inançlarımıza bir kez daha emeğinize sağlık diyoruz. Newroz bu ülkeyi yönetenlere buradan güçlü bir mesajın verildiği gündür. Savaş politikalarına, tecrit politikalarına, hukuksuzluğa Türkiye halkları olarak karşı çıktığımız ve gücümüzü bir kez daha gösterdiğimiz gündür. Ama Newroz aynı zamanda diriliştir, mücadeledir, barıştır. Sevgili halkımız bu Newroz'u bir bayram havasında karşılamalıyız” dedi.
Depremden dolayı buruk bir Newroz olduğunu söyleyen Buldan, “Yaşamını yitirenlerin, enkazların altında kalanların olduğu bir dönemden geçiyoruz. O yüzden bu yılki Newroz biraz buruktur, bu yılki Newroz acıdır, bu yılki Newroz öfkelidir, bu yılki Newroz depremde yaşamını yitirenlere adanmıştır” diye konuştu.
Buldan, devamında, “Bu ülke, her bir depremzedeye, sel felaketinden mağdur olanlara, her türlü doğal afet karşısında kendisini koruyacak kaynaklara sahip olmasına rağmen yöneticiler kaynakları savaşlara aktarıyor, kendi yandaşlarına aktarıyor, kendi koltuklarına aktarıyor. Oysa bu ülkenin savaşlara ihtiyacı yok, bu ülkenin barışlara ihtiyacı var, toplumsal dayanışmaya ihtiyacı var. Kürtlerin özellikle kendi anadilinde eğitime ihtiyacı var, özgürlüğe ihtiyacı var. Akılcı bir iç ve dış politikayla bütün bunlar sağlanabilinirken onlar kaynaklarımızı savaşa aktarıyor, kendi yandaşlarına aktarıyor. Türkiye halkları savaş istemiyor” dedi.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de konuşmasında, depremde yaşamlarını yitiren yurttaşların hesabının sorulması gerektiğini vurguladı. Depremle birlikte bir arada olmanın ve örgütlenmenin öneminin bir kez daha görüldüğünü belirten Akdeniz konuşmasına, 19 Mart 2004 tarihinde Adana'da hayatını kaybeden Evrensel Gazetesi Muhabiri Hasan İşler ve DİHA Muhabiri Volkan Eryiğit'i anarak başladı.
Maraş merkezli depremlerin ardından halk can çekişirken devletin değil yine halkın dayanışmayı ördüğünü vurgulayan Akdeniz, "Deprem bölgesine gittiğimizde EMEP'li yoldaşlarımızın çadırlarını ve çalışmalarını gördük, deprem illerinde HDP'lileri gördük, o bölgede Sol Partili arkadaşları, TİPli arkadaşları gördük. KESK'lileri, TMMOB'lileri gördük. Emek ve meslek örgütlerinden arkadaşları gördük. Sizleri gördük sizleri. Siz oradaydınız, depremzedeler için siz çalıştınız. Eğer bu örgütlerimiz olmasaydı daha çok canımızı kaybederdik, halk açlıktan ölürdü arkadaşlar. Örgütlerimizle, o görkemli dayanışmamızla o halkı ayakta tuttuk. Yarın İstanbul'da bir deprem olması durumunda da bu dayanışmaya, bu örgütlenmeye ihtiyacımız var. Orada insanları öldürdüler, orada insanlar çadır beklerken çadırları sattılar. Orada elektrik sayaçlarına fatura koydular, utanmadılar ahlaksızlar. Üzerine milletvekilliğine aday oldular. Utanmazlar, arsızlar. Bunların hepsinin hesabını soracağız!" dedi.
Gezi Direnişi sırasın Eskişehir'de öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın kuzeni İsmail ve 8 aylık hamile eşi Şaziye'nin depremde enkaz altında kaldığını hatırlatan Akdeniz, "Devlet gelmedi, iş makineleri gelmedi. On binlerce insan gibi orada can verdiler. Sonra öğrendik ki Şaziye kardeşimiz enkaz altında doğum yapmış, bebeğiyle can vermiş. Daha adı konulmamış o bebeğin hesabını sormazsak namertiz. Bugün burada yasımızı tutuyoruz, bugün burada acımızı yaşıyoruz, bayramımızı kutlayamıyoruz. Hesap soracağımız günler yakındır arkadaşlar." ifadelerini kullandı.
Seçimleri işaret ederek mücadele çağrısı yapan Akdeniz, "Düğünümüzü de bayramımızı da şenliğimizi de 15 Mayıs'ta kutlayacağız. Aşağıdan, yukarıdan yolun sonu görünüyor, bunları hep birlikte göndereceğiz. Onlar istifa etmez, onları hep birlikte göndereceğiz arkadaşlar. Seferberlik dayanışmasına var mısınız? Sokak sokak gezmeye var mısınız? Bu ceberut iktidarı göndermeye var mısınız? Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla el ele birleşmeye var mısınız? O zaman göndeririz bunları, hiç merak etmeyin! Bu ülke Bursaspor- Amed Spor maçında halka yeşil pankartlarının gösterildiği, beyaz Torosların gösterildiği bir ülke olmayacak, boşuna uğraşmayın. Bu ülke kardeşliğin ülkesi olacak. Türk ve Kürt halklarının, Türk ve Kürt emekçilerinin birlikte, özgürce yaşadığı bir ülke olacak. Biliyorsunuz bizler Emek ve Özgürlük İttifakıyız. Biz Emek partisi olarak, ittifakımızla birlikte Halkların Demokratik Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Emekçi Hareket Partisi, Toplumsal Özgürlük Partisi ve Sosyalist Meclisler Federasyonu ile el ele yürüyeceğiz. Türkiye'de Cumhur İttifakı'nın, Millet İttifakı'nın dışında 3. bir seçeneği açtık. Türkiye' nin yeniden inşasında, kentlerin yeniden inşasında bu ittifak olmadan yeni bir tarih yazılamaz. Kimse aramıza çomak sokmaya kalkmasın, boşuna uğraşırsınız. Bizde sarsıntı olmaz. Biz dimdik, başından beri ayaktayız ve sonuna kadar hedefimize yürüyeceğiz. Biz kazanacağız, birlikte kazanacağız, halklar kazanacak" ifadelerini kullandı.
Newroz’un son bulması ardından dağılan kitleye, sloganları gerekçe göstererek müdahale eden polis, 224 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği’ne götürüldüğü belirtildi.
