AA muhabiri Zeynep Rakipoğlu , İstanbul'da çökme riski bulunan bina sayısını, çökme vakalarının neden kaynaklandığını ve bu konuda nasıl önlem alınması gerektiğini Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koçak’a sordu. Bizde Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği kampüsünde Ali hocamıza mikrofon uzattık. Ali Hocamız yapılan mülakatı okudu bizde yazdık.
Prof. Dr. Ali Koçak, "Betonlarına, demirlerine baktım. 7 katlı bir binaya uygun bir malzeme değil. İmalatlar da öyle. Son derece kalitesiz imalat yapılmış. 7 katın böylesine mühendislik hizmeti alınmadan yapılması ayrı bir dert zaten. Binanın çökmesinin en büyük sebeplerinden bir tanesi kolonlar, kirişler taşıma gücünü kaybetmiş. Taşıyamadı artık binayı." değerlendirmesini yaptı.
Küçükçekmece'de yıkılan binanın da kolonlarında aşırı korozyon meydana geldiğini kaydeden Koçak, her iki binanın ortak özelliklerinin kalitesiz, mühendislik hizmeti alınmadan ve kaçak yapılması olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Koçak, "Artık bu tür yapılar kendi ekonomik ömürlerini tamamladılar. Kendi kendinin yüklerini taşıyamıyorlar. O nedenle çok hasar görmeye başladılar. Artık ekonomik ömrünü tamamladığı için bu yapıların ortadan kaldırılması gerekiyor." dedi.
Koçak, Türkiye'de 1975 yılındaki deprem yönetmeliğinden sonra 4 kez yönetmeliğin değiştiğini ancak binaların tespitinin yapılmadığını dile getirdi.
Koçak, 1999 depreminden hemen sonra da inceleme ve planlama yapılması gerektiğinin söylendiğini ama yapılmadığını kaydederek, "Şimdi diyoruz ki bu 1999 öncesi yapılmış yapılar, özellikle 30 senenin üzerindeki binalar acilen boşaltılmalı yıkılmalı veya güçlendirilerek yeniden işletmeye açılmalı. Ama mutlaka bunların incelenmesi, tespit edilmesi ve riskli binaların ortaya çıkartılması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Yapacağımız şey bina tespitlerini yapmak, envanterlerini ortaya çıkartmak, yöntemi belirlemek"
Prof. Dr. Koçak, yerel yönetimlerin bu işleri daha dikkatli yapmaları gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti.
"Birincisi eldeki mevcut yapı stoklarını, hangi bina riskli çok iyi bilmeleri lazım. Sonra Bakanlıkla beraber oturacaklar, 'Bu riskli binaları nasıl rehabilite edeceğiz?' Gerekirse üniversiteler gerekirse meslek odaları, bütün bunlar içine katılacak ve denilecek ki bir yöntem geliştirelim bunlara. 'Bu binaları nasıl düzenli hale çevireceğiz, can kayıplarını nasıl önleyeceğiz?' Bizim ana hedefimiz can kayıplarını önlemek olmalı. Bunun için de yapacağımız şey bina tespitlerini yapmak, envanterlerini ortaya çıkartmak, yöntemi belirlemek. Zaten seçimden önce hep demiyorlar mıydı 'Öncelikli işimiz deprem, binaların kalitesini artırmak.' Şimdi bunu yapmak zorundayız. Biz 1999'dan sonra binalarımız depreme karşı yıkılmasın derken artık diyoruz ki binalarımız kendi kendine yıkılmasın. Depreme alıştık bari buna alışmayalım."
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından üniversite olarak birçok binayı incelediklerini, üniversiteye de karot örneklerinin yağdığını aktaran Koçak, "Ben de çok binaya gittim baktım, dedim ki 'Var mı bir yönteminiz. Binanız riskli çıktı, sonrasında ne yapacaksınız.' Yok, kaldı öyle. Belki toplam incelenen binaların yüzde 1'i kadarında bile güçlendirme yapılmamıştır. Ama ilk başta bir hezeyanla çıktı vatandaşlarımız 'Aman binamızı inceleyelim, depremden korkuyoruz.' Evet korkuyoruz ama şimdi artık binalarımızın kendi kendine yıkılmasından korkmaya başladık." diye konuştu.
Kaynak/ AA