eprem bilimci Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Tele1 ekranlarında Balıkesir depremi üzerinden Türkiye'nin deprem gerçeğini değerlendirdi. 550 aktif fay hattı bulunan ülkede, son 125 yılda 4'ün üzerinde tam 15 bin deprem yaşandığını hatırlatan Eyidoğan, "Fay hatlarını konuşmak yetmez. Sorun, yanlış yerleşim, denetimsizlik ve çürük binalar" dedi.
1950 sonrası hızla artan kırsaldan kente göçün, yanlış yerleşim tercihleri ve yetersiz yapı standartlarının özellikle 1. ve 2. derece deprem bölgelerinde ağır yıkımlar yarattığını belirten Eyidoğan, şunları söyledi:
"Bugün nüfusun %75'i kentlerde yaşıyor. Gecekondulardan apartmanlara dönüşen düzensiz yapılaşma, depremde en büyük can kaybına neden oluyor."
Eyidoğan, 1939 Erzincan ve 2023 Kahramanmaraş depremlerini örnek göstererek, "Maraş'ta 97 bin konut yıkıldı, ağır hasarlıları saymıyorum. Hâlâ kayıplarımızın tam sayısı bilinmiyor" ifadelerini kullandı.
2020'deki 7.5 büyüklüğündeki Sisam Adası depremine de değinen Eyidoğan, "Yunanistan'da 2 kişi öldü, bizde İzmir yıkıldı. AFAD büyüklüğü 6.6 olarak açıkladı. Bu, deprem yönetiminde şeffaflık sorununun göstergesi" dedi.
Türkiye'deki yapısal sorunları tek tek sıralayan Eyidoğan, "Bu sorunlar çözülmeden depremde can kaybını önleyemeyiz" dedi:
Mühendislik yasası yok
Yapı müteahhitliği düzenlenmemiş
Yapı denetim sistemi yetersiz
Ustalar sertifikasız
Beton, demir ve zemin kalitesi sorunlu
İstanbul Planlama Ajansı'ndaki bilim insanlarının çabasına rağmen, alınan yerel kararların merkezi müdahalelerle bozulduğunu belirten Eyidoğan, Kanal İstanbul örneğini verdi:
"Kadir Topbaş döneminde imzalanan 'Kuzey kesinlikle imara açılmayacak' planı çöpe atıldı. Kuzeye doğru büyüyen İstanbul, artık nüfusunu kaldıramaz hale geldi."
Olası Marmara depreminin yalnızca İstanbul'u değil, Türkiye ekonomisinin yarısını vuracağını vurgulayan Eyidoğan, şu çağrıyı yaptı:
"Yapı stokunu yenileyin, bilime inanın, depreme dayanıklı şehirler kurun. Aksi halde felaket sadece can kaybı değil, ekonomik çöküş olur."