Esenler Milli Eğitim Müdürlüğü eliyle yapılan son dayatma, artık "pes" dedirtecek noktaya ulaşmıştır. Bilal Erdoğan'ın 1 Ocak'ta düzenleyeceği miting için okul gruplarında yapılan paylaşımlar, velilere ve eğitim camiasına açık bir siyasi zorbalık olarak yansımıştır.
Bu bir davet değil, talimattır. Bu bir tercih değil, dayatmadır. AKP'NİN EN BÜYÜK GÜNAHI: DİNİ SİYASETİN EMRİNE VERMEK… Devletin resmi eğitim kurumları, bir siyasi organizasyonun lojistik üssüne çevrilmiş; çocuklar, öğretmenler ve veliler, iktidarın arka bahçesi gibi kullanılmak istenmiştir. Bu tablo, laik ve bilimsel eğitim ilkesinin ayaklar altına alınmasından başka bir şey değildir.
ÖNCE CAMİ, SONRA MİTİNG: İNANCIN ÜZERİNE SİYASET ÇÖKMÜŞTÜR
Paylaşılan broşürlerde yer alan ifadeler skandalın boyutunu açıkça ortaya koymaktadır: Sabah 06.00'da okuldan araç kalkacak, önce Süleymaniye Camii'nde sabah namazı, ardından Galata Köprüsü'nde Bilal Erdoğan mitingi.
BU NE DEMEKTİR? Bu, ibadetin siyasete basamak yapılmasıdır. Bu, dinin oy devşirme aracına dönüştürülmesidir.
Bu, çocukların ve gençlerin bilinçli olarak siyasal–dini bir hatta sürüklenmesidir.
AKP'nin iktidara geldiği günden bu yana yaptığı en büyük kötülük tam da budur: Dini siyasallaştırmak. İnancı kutsallığından koparıp miting kürsüsüne taşımak. Allah ile kul arasına partiyi sokmak.
ESENLER MİLLİ EĞİTİM: TARAFSIZLIK YERLE BİR EDİLDİ
Esenler, cemaat ve tarikat yapılanmalarının en rahat hareket ettiği ilçelerden biri haline getirilmiştir. Bunun bedelini ise çocuklarımız ödemektedir. Çağdaş, laik ve bilimsel eğitim; yerini dini referanslarla şekillenen, sorgulamayan, itaatkâr bir anlayışa bırakmıştır.
27 ortaokul ve lisede "SİNMİYORUZ, SUSMUYORUZ – FİLİSTİN'İ UNUTMUYORUZ" sloganıyla dağıtılan broşürlerin altında şu isimler yer alıyor: İNSANLIK İTTİFAKI, MİLLİ İRADE, FİLİSTİN DESTEK… Peki, Esenler Milli Eğitim nerede duruyor? Devlet nerede? Tarafsızlık nerede?
Milli Eğitim, herhangi bir vakfın, cemaatin ya da iktidar yakınının organizasyon ofisi değildir. Okullar miting alanı, öğrenciler de siyasi figüran değildir.
AKP VE DİNİN İTİBARSIZLAŞTIRILMASI
Osmanlı'da din, devletin meşruiyet aracıydı. Cumhuriyet ise bunun acı bedellerini görmüş ve dini siyasetin dışına çıkararak bireyin vicdanına teslim etmiştir. KEMALİST SEKÜLERİZMİN ÖZÜ BUDUR: İnancı korumak için siyasetten uzak tutmak.
Ancak AKP, bu tarihi dersi bilinçli biçimde yok saymıştır. 2000'li yıllardan itibaren dini popülist bir söylemle kullanarak, toplumu "bizden olanlar" ve "olmayanlar" diye ayırmış; "dindar ve kindar nesil" söylemiyle açıkça bir ideolojik mühendislik başlatmıştır.
SONUÇ NE OLMUŞTUR?...Dinin içi boşaltılmıştır. Değerler slogana indirgenmiştir. İbadet, miting önsözüne dönüşmüştür.
Bu süreçte kaybeden ne AKP'dir ne de Bilal Erdoğan. Kaybeden dindir, kaybeden çocuklarımızdır, kaybeden Cumhuriyet'tir.
VELİLER SUSMAYACAK, BU DAYATMA KABUL EDİLMEYECEK
Esenler'de veliler öfkeli. Öğretmenler rahatsız. Eğitim camiası tedirgin. Çünkü herkes şunun farkında: Bugün mitinge zorlanan çocuk, yarın düşünmeye de zorlanacaktir.
BU AÇIKÇA SÖYLÜYORUZ:
Okullar sizin arka bahçeniz değildir. Çocuklar sizin siyasi malzemeniz değildir.
Din sizin propaganda aracınız değildir.
Esenler Milli Eğitim Müdürlüğü bu utanç verici tablonun hesabını vermelidir. AKP ise artık şunu anlamalıdır: Dini siyasallaştırarak iktidar kurabilirsiniz ama toplumu çürütürsünüz. Ve biz yerel basın olarak, bir yurttaş olarak bu çürümeye sinmiyoruz, susmuyoruz.
