"Senin de sonun Silivri olacak!" başlığıyla siyasi linç kampanyasına yeni bir halka ekledi.
Sözde haberde, Özgür Özel'in açıklamaları bahane edilerek yargı tehdidi savrulurken, manşetin hemen üzerinde "Önüne geleni tehdit eden Özel'in ağzından çıkanı kulağı duymuyor" ifadesiyle açık bir algı operasyonu yürütüldü. Ancak tehditkâr üslubun asıl sahibinin kim olduğu açık: Yeni Akit ve temsil ettiği çürümüş siyaset anlayışı.
Gazete, haberde Ekrem İmamoğlu'nun tutuklandığını öne sürerek kamuoyuna yalan bilgi servis etti. Üstelik Özel için, "Delegelere lüks otellerde ve pavyon köşelerinde dağıtılan paralarla koltuğa oturtuldu" gibi seviyesiz ifadelerle siyasi iftira atmakta bir sakınca görmedi.
Bu habercilik değil; bu açıkça bir yargı sopasıyla muhalefeti sindirme girişimidir. Ak-it gazetesi bir medya kuruluşu değil, saraydan gelen emirleri manşete çeviren bir propaganda bültenidir. "Silivri" iması, iktidar karşıtlarını susturmak için yıllardır kullanılan ucuz bir tehdit aracıdır. Ne var ki bu millet, bu tehditleri Gezi'de, 31 Mart'ta, 14-28 Mayıs'ta çok gördü ve her defasında boyun eğmedi.
Yeni Ak-it, artık gazetecilik değil; hedef gösterme, tehdit etme ve kamuoyu manipülasyonu yapma faaliyetleri yürütüyor. Ve bunu da her zamanki gibi yargının, RTÜK'ün ve Basın İlan Kurumu'nun gözleri önünde yapıyor.
Bir kez daha açıkça görülüyor ki; iktidar panikte. Çünkü toplumun yarısı değil artık büyük çoğunluğu, bu çarpık düzene karşı ses yükseltiyor. Ve o sesler, ne Akit'in manşetleriyle ne de Silivri sopasıyla susturulamayacak kadar güçlü.