İktidara ve ortağı olan MHP genel Başkanı Bahçeli'ye tepki gösteren Dervişoğlu, "Bugün iktidar, emperyalizmin yaşam destek ünivesite ölesiye bağlanmış durumdadır. Bu halde yine aynı oyunu oynuyor. Oyunun adı; cambaza bak... Bu sefer üstünde oynadıkları ipin bir direği Silivri, bir direğinde İmralı var. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Kimse yanaşmayacaksa İmralı'ya gitmekten imtina etmem" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye tepki gösterdi. Bahçeli, "Bunların hasreti kucaklaşmadan bitmeyecek. O yüzden salın gitsin" dedi." dedi.
"Öcalan canisine verdiğimiz hiçbir paye, onu bebek katili sıfatını ortadan kaldırmayacak şekilde tarihin çöplüğüne atacak" diyen Dervişoğlu, "Türk milleti bu ihanetin hesabını er ya da geç görecek ve soracaktır. İktidar sahipleri tarihe hangi dipnotla geçeceğine karar vermelidir. Tavsiyem, bu son zamanlarımızda zevahiri kurtaracak bir yol seçmenizdir" ifadelerini kullandı.
MEHMET UÇUM'A TEPKİ
"Saray dalkavuklarından başdanışman sıfatlı bir tanesi, Numan Kurtulmuş'tan feyz almış olacak ki teröristlere meşruiyet vermek için işi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar dayandırmıştır. Ahmaklık, kötülük ve ihanet, birbirine o kadar yakın çizgilerdir ki bir noktadan sonra ayırmak imkansızdır. Kaldı ki ayırmakla uğraşmanın da bir manası yoktur.
Bu çalışma hukuku uzmanı danışmanın, PKK affına Mustafa Kemal'den referans bulması oldukça yaratıcı. Doğrudur, daha kurtuluşun süngüsündeki kan, kuruluşun belgesindeki mürekkep kurumamışken sırtından hançerlenen Cumhuriyet, her şeye rağmen af çıkarmış ama isyancı başını muhatap almamış, hükmünü onun boynuna asmıştır. Yani Cumhuriyet gereğini yapmıştır."
BAHÇELİ'YE SERT SÖZLER
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözlerine tepki gösteren Dervişoğlu, şunları söyledi:
"Önce İmralı'nın sözcüsü çıktı 'umut hakkı verilsin' dedi. Olmadı. Çıktı, 'Meclis'e gelsin konuşsun' dedi. Olmadı. Canibaşının gönül dostu Kurtulmuş'u da kattı yanına, Meclis'i caninin ayağına götürmek istediler. Baktı o da olmadı, çünkü aklıselim direniyordu. Sonunda da çıktı 'Gerekirse ben ve üç arkadaşım İmralı'ya gideriz' dedi. Bir de alkışçılarından izin istedi. 'İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz?' diye sordu. Bunlar yine ayakta alkışladılar. Şimdi hiç düşünmediler. İmralı deniz feneri, Öcalan'a görüş izni istiyor, alkışçı mürettebat izin verdiğini sanıyor. Onlara sormak lazım; bu zamana kadar ne yaptı da sizden izin istedi ki bugün izin istiyor.
Anlaşılan o ki Cumhurbaşkanı'ndan izin alamadı, salondakilerden izin istemeye kalkıştı. Vah ki vah! Bunların hasreti kucaklaşmadan bitmeyecek. O yüzden salın gitsin arkadaşlar!
Neymiş? 3 arkadaşıyla gidecekmiş! O halde tutmayın bu İmralı yolcularını, salın gitsin!
Dervişoğlu, "Kendi imkanlarımla İmralı'ya giderim demek, hükümete ve komisyona aba altından sopa göstermek, bir irade beyanı olmanın ötesinde bir çürüme itirafıdır" ifadelerini kullandı.