Önce FETÖ denilen vatan haininin birlikteliğinde olduklarını söylerseniz, belgelele ortaya koysanız (çok kere ortaya koyduk) kabullenmezler, inkar ederler, ediyorlar, “sütten çıkmış ak kaşığız” derler. “vallahi biz akraba falan değiliz, kendisini hiç tanımayız ve Pensilvanya’ya biz değil CHP’liler gitti” derler. Sonra dönerler “Allah bizi affetsin, kandırıldık “derler. Maske dağıtımı konusunda yanlış bilgi verirler, ölüm sayılarıyla oynarlar, salgının gidişatı konusunda bazı kritik kararları ya da kararların nedenlerini toplumdan saklarlar. Gece yarısı aldıkları kararlarla şahsi hesapları uğruna bir ulusun kaderiyle oynarlar. Sonrası belli “CHP yok mu ya o bu ülkenin kalkınmasını istemez” derler ve tüm iyiliklerin kerameti kendilerinden, kötü yaptıkları ise CHP’den derler. Bu düşünce bile YALAN…Mevlana böyle demiş, “Alimle konuşursan alısın mertebe - Cahille konuşursan dönersin Merkep’e “Yüksel Kılıç: Vatandaşlarımız söylenen yalanları ortaya atılan saçma sapan sözleri çok iyi biliyor ve yapılan yanlışları görüyor, AKP’ye inanan veya inanmayan her kesimin yetikleri kazıkları ise toplum olarak hep birlikte yüreğimizde hissediyoruz ama halkımız daha büyük yalanların gelmesinden korktuğu için dünü unutmuş gibi yaparak söylenen yalanları “he…he..diyerek “ kabulleniyor.
Korku duvarı ören iktidar Milliyetçiliği, ayağının altına aldığı gibi, yargıyı, hukuku ayaklarının altına almış, konuşan kim olursa olsun mahkemelere talimatlar yağdırarak ceza kesen bir iktidarın yalan söylemesi normal değil mi? İktidar 18 yıl boyunca Türkiye’nin ekonomik verilerini çarpıttı, dış politika konusundaki gelişmeleri sakladı, toplumsal olaylar hakkında alenen yalan söyledi. Bu örnekleri saymakla bitiremeyiz, neresinden tutarsanız elinizde bir yalan hikayesi kalır.
Sözün özü…